9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2331 Karar No: 2021/849 Karar Tarihi: 24.02.2021
Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2331 Esas 2021/849 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir tefecilik davasında, sanıklar hakkında verilen beraat kararına yapılan temyiz itirazı reddedilmiş ve kararın onanmasına karar verilmiştir. Ancak diğer sanıkların beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazları incelenirken, yeterli araştırmanın yapılmaması sebebiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Tefecilik suçu, Topluma Karşı Suçlar başlıklı üçüncü kısımının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiştir ve suçun mağduru tüm toplumdur. Faiz karşılığı ödünç para alan kişi, suçun pasif faili olarak kabul edilmekte ve suçun doğrudan mağduru olarak nitelendirilmemektedir. CMK'nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı bulunmamaktadır. Kanuna aykırı işlem tespit edildiği takdirde, CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümler bozulabilecektir.
9. Ceza Dairesi 2020/2331 E. , 2021/849 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Hüküm : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükümleri temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin tefecilik suçundan verilen beraat hükümlerine ilişkin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, İncelemenin katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: 1-Sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması karşısında; dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanıkların, vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların faiz karşılığı sanıklardan ödünç para alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, faiz karşılığı borç para verip vermediği hususunda detaylı kolluk araştırması yaptırılması sonrasında, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karara varılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.