Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/370
Karar No: 2019/66
Karar Tarihi: 05.02.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/370 Esas 2019/66 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/370 E.  ,  2019/66 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki “şikâyet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 11. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikâyetin reddine dair verilen 29.06.2011 tarihli ve 2011/786 E., 2011/976 K. sayılı karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.04.2012 tarihli ve 2011/27455 E., 2012/13324 K. sayılı kararı ile;
    “...2560 Sayılı Kanunla kurulan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan ve aynı Kanun"un 1. maddesi uyarınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi"nin idari yapılanmasında yer alan İSKİ yönünden de haciz tarihi itibariyle 5999 Sayılı Kanun ve 6111 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 Sayılı Yasa ile eklenen geçici 6.maddenin son fıkrasında kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan alacakların tahsilinde idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği belirtilmiş, aynı maddenin 8.fıkrasının 2.cümlesinde bu madde hükümlerinin evvelce açılmış davalar hakkında uygulanmayacağı öngörülmüştür. 25.02.2011 günü yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde geçici 6.maddenin yürürlük tarihi 04.11.1983 olarak belirtilmiş ise de, geçici 6.maddenin 8.fıkrasının 2. cümlesini yürürlükten kaldırmadığı gibi yasanın bu düzenlemesi kamulaştırmasız el koymaya yönelik olduğundan icra takip işlemlerine uygulanamayacaktır. Bu durumda haciz yasağının 5999 Sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 30.06.2010 gününden önce açılan davalar sonunda verilen kararların infazını kapsamadığının kabulü gerekir.
    Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilamının karar tarihi 24.05.2011 olup, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6.maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden sonrasına ilişkindir. Bu durumda anılan maddenin olayda uygulanması gerektiğinden, borçlu İSKİ"nin bu maddeye dayalı olarak ileri sürdüğü haczedilmezlik şikayetinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
    Bu durumda makemece şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir…”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    İstem, icra memuru işleminin şikâyet yolu ile iptali istemine ilişkindir.
    Şikâyetçi vekili; alacaklı tarafından başlatılan ve Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el koyma davasına ilişkin kararına dayalı ilamlı takipte alacaklı vekilinin talebi üzerine müvekkilin bankalarda bulunan hesaplarına haciz konulduğunu, oysa 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. madde ve 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinde bu kabil tazminat ve ödemelerin ne şekilde yapılacağının belirtildiğini, bu tazminatın tahsili sebebi ile idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğini, bu nedenle icra dosyasından uygulanan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Şikâyet olunan vekili; haczedilemezlik şikâyetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu, AİHS"e Ek 1 nolu Protokolün 1. maddesine aykırılık nedeni ile mahkeme tarafından tazminata hükmedildiğini, bu nedenle şikâyetin reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece idarenin kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminata mahkûm edildiği, ancak bu bedelin ödenmesi konusunda idare lehine mevcut mevzuat hükümlerini ileri sürerek edimini yerine getirmekten kaçındığı, oysa ileri sürdüğü hükümler kapsamında ödemenin ancak oluşturulacak fonda yaratılacak birikim sonucu yapılabileceği yönünde düzenlemelere yer verildiği, oysa Devletin taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 1 nolu Protokolün 1. maddesine göre her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, idarenin mahkeme kararı ile hükmedilen bir alacağı takip yolu ile tahsilini engelleme olanağına sahip bulunmadığı, bu yönde idare lehine yapılan düzenlemelerin anılan Protokolün 1. maddesine aykırı olduğu, dolayısıyla Anayasanın 90. maddesi gözetilerek sözleşme hükümlerine üstünlük tanınması gerektiği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.
    Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece önceki gerekçelere ek olarak 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeni ile yapılan başvurunun Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildiği ve söz konusu 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinin iptaline karar verildiği, dolayısıyla idarenin anılan yasal düzenlemeye göre yılı bütçelerinde ayrılan paylar çerçevesinde söz konusu bedellerin ödenmesine yönelik bir yasal düzenlemenin kalmadığı ve takip alacaklısının bu paydan ödeme yapılmasının beklenemeyeceği ve idarenin başkaca mal varlığına yönelmesinin engellenmesi yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından temyize getirilmektedir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinde yer alan idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemezliğine ilişkin düzenleme gözetildiğinde şikâyetçi idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    30.06.2010 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış olanlar hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı, son fıkrasında ise bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği düzenlenmiştir.
    Başka bir anlatımla 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6. maddesinde, bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatların tahsili amacıyla idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği düzenlenmiş, anılan maddenin 1. fıkrasında ise bu madde hükümlerinin 04.11.1983 tarihinden önceki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine uygulanacağı düzenlenmesine yer verilmiştir.
    25.02.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesi hükmünün, 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanacağını öngörmüş, ne var ki 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi hükmü 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. İptal kararı 22.02.2013 tarihli ve 28657 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanmış olup, kararın 22.02.2013 tarihinden başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
    Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise, bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (HGK’nın 17.05.1989 tarihli ve 1989/ 10-250 E., 1989 / 361 K. sayılı kararı).
    6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi şikâyete konu haciz tarihinde yürürlükte ise de Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğinden olayda uygulanma yeri yoktur. Dolayısıyla 04.11.1983 tarihinden sonraki tarihte idarenin taşınmaza fiilen el koyması ile ilgili tazminat ilamlarının icrasında anılan madde hükmü kapsamında haciz yasağı bulunmamaktadır.
    Anayasa Mahkemesinin aynı kararında 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğuna yönelik iptal istemi, 10. fıkranın Anayasanın 13 ve 35. maddelerine aykırı olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş olup, mahkemenin Geçici 6. maddenin Anayasanın 90/son maddesi çerçevesinde şikâyete uygulanamayacağı yönündeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
    Anılan Geçici 6. maddenin haciz yasağı ile ilgili 10. fıkrasının uygulanabilmesi için idarenin kamulaştırmasız fiilen el koyma tarihinin 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında olması ayrıca kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminata ilişkin ilamın karar tarihinin, Geçici 6. maddenin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden sonra olması gerekir.
    11.06.2013 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6487 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Anılan maddenin yeni hâlinin 11. fıkrasında bu madde uyarınca ödenecek bedelin tahsili sebebiyle idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Ancak 6487 sayılı Kanun ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası 04.11.1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan fiili el koymalardan doğan alacaklar için de bu maddenin 11. maddesinin uygulanacağını düzenlemiş ise de 13. fıkra Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 E., 2014/176 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözönüne alınarak somut olay değerlendirildiğinde; takibin dayanağı olan ilamın karar tarihinin 24.05.2011 tarihi olduğu, tarihin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden sonraki bir tarih olduğundan yasa kapsamında ise de ilama konu fiilen el koyma tarihinin 04.11.1983 tarihinden öncesine ait olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
    6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi 04.11.1983 tarihinden itibaren onbeş yıl süreyle kamulaştırmasız el koyma işlemleri dolayısıyla tazminat ilamlarının icrasında idarenin mal, hak ve alacaklarının haczi yasağı uzatılmış ise de anılan hüküm bozma kararından sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilmekle; iptal kararının davanın her aşamasında kendiliğinden göz önüne alınması gereklidir.
    Söz konusu Geçici 6. madde hükmü 04.11.1983 tarihinden önceki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine uygulanacağı için, mahkemece idarenin fiilen taşınmaza el koyma tarihinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
    Şu hâle göre direnme kararının yukarıda yazılan değişik gerekçeyle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 5311 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi