Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6645
Karar No: 2014/8309
Karar Tarihi: 27.05.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/6645 Esas 2014/8309 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/6645 E.  ,  2014/8309 K.

    "İçtihat Metni"


    ESAS NO : 2014/6645
    KARAR NO : 2014/8309
    Y A R G I T A Y İ L A M I

    Davacı A.. E.. ile davalılar K.. D.. vs. aralarındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasına dair Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.03.2013 günlü ve 2011/71 E.-2013/119 K.sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 09.12.2013 günlü ve 2013/13211 E.-2013/17415 K.sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Dairemiz bozma ilamı başlığında; “hüküm davalılardan K.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.” ifadesinin yazılması gerekirken, “hüküm davalılardan Kalemler Köyü Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.” ifadesinin yazılmış olması; yine, bozma ilamı içeriğinde; “hüküm, süresinde davalı K.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.” ifadesi yerine “hüküm, süresinde davalı Kalemler Köyü Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.” ifadesi; ayrıca, son paragrafta “davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” ifadesi yerine “davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” ifadelerinin yazılmış olması doğru değil ise de; bu hususlardaki yanlışlık, maddi hataya dayalı olup; yukarıda doğru olarak ifade edildikleri gibi (maddi hataya dayalı yanlış ifadelerin) düzeltilmesi gerekmiştir.
    Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler H.U.M.K."nun 440.maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin, maddi hatalar düzeltilmek suretiyle REDDİNE ve 227.00 TL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 27.05.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Vasiyetnamenin iptali davasının yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesinin vasiyetnamenin geçersizliğine, tesbitine ve iptaline dair kararın temyiz incelemesi neticesinde bozma ilamında belirtilen gerekçelere göre bozulması hususundaki Dairemiz kararına; aşağıdaki gerekçelerle, Karar Düzeltme incelemesinde de Karşı Oyum"dur.
    Vasiyetname lehtarının "Kalemler Köyü Kültür Dayanışma Derneği olduğu, 1991 yılında kurularak 1993 yılında fesih ve tasfiye olduğu vasiyetnamenin açılmasından çok sonra 05.01.2009 tarihinde kurulduğu" üzerinde bir uyuşmazlık yoktur.
    Sorunun çözümü için aşağıdaki hususların açıklanması zorunludur.
    4722 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun m.17 hükmüne göre mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
    Mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olmak şarttır.
    Mirasın açıldığı anda sağ olan mirasçı sonradan ölürse, onun miras hakkı kendi mirasçılarına kalır.
    Mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olarak sağ olma (TMK.m.580 F.I).
    Mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölümü anında mirasa ehil olmak, sağ olmak şarttır.
    Vasiyetnamenin yorumunda Miras Hukukunun dikkate alınması gereken özellikleri Borçlar Hukuku ve Miras Hukuku karakterleri içinde incelemek gerekir.
    MK.m.5 hükmüne göre, Borçlar Kanununun genel nitelikleri hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Bu itibarla, borçların doğumuna, ifasına ve sona erdirilmesine ilişkin hükümlerin uygun düştüğü ölçüde Miras Hukuku alanında da uygulama alanı bulacağı tereddütsüzdür. Fakat, Borçlar Hukukundan taşınacak yorum kurallarının hangi esaslar çerçevesinde uygulanabileceği, Miras Hukukunun kendine ait özellikleri gözönünde bulundurulmak suretiyle belirlenmelidir.
    Borçlar Hukuku alanındaki işlemlerde öne çıkan ve yorumda dikkate alınması gereken başlıca özellik, bir yandan borçlandırıcı işlem yoluyla borç altına girmenin kural olarak tarafların iradesine bağlı olması, diğer yandan borçlandırıcı işlemlerin iki taraflı yapısı nedeniyle bazı şartlar altında karşı yanın korunmaya değer haklı güveninin ortaya çıkmasıdır. Borçlar Hukukunun “irade özerkliği” ve “işlem güvenliği” kurumlarına eşdeğerde önem veren bu özelliği, irade beyanının yorumunda, objektif esaslara dayanan güven teorisinin benimsenmesine yol açmıştır.
    Vasiyetnamenin yorumunda mirasbırakanın son arzularını gerçekleştirmenin yolu, irade teorisinin mutlak bir şekilde uygulanmasıdır. Zira irade teorisi, dışa vurulmuş irade yerine, beyan sahibinin gerçek iradesini üstün tutmakla, vasiyetnamenin varması gerekli olmayan tek taraflı işlem karakterine en uygun çözümü sunmaktadır. İrade teorisinin uygulanması sayesinde, içeriği eksik, hatalı ya da muğlâk olan tasarruf ile mirasbırakanın gerçekte ne istemiş olduğu saptanmaya çalışılır.
    Mirasbırakan her ne kadar vasiyetnamesindeki beyanıyla arzusunu açıklamış olsa da, bu beyanı, iç iradeyi dışa vuran bir araçtan ibarettir. Vasiyetnamedeki beyan ile gerçek irade arasında bir uyumsuzluk ortaya çıktığında, araç olan beyan değil, iç irade esas alınmalıdır. Nitekim her türlü irade sakatlığını iptal sebebi olarak gören MK.m.504/f. II ve 557/b. II hükümleri de, irade teorisinin somut görünüm biçimleridir.
    Mirasbırakanın açıklamış olduğu irade her zaman onun asıl arzusu anlamına gelmeyeceği gibi, iç iradenin sonuç doğurması mutlaka mirasbırakan tarafından açıkça beyan edilmesine de bağlı değildir. Vasiyetnamenin yorumu yoluyla mirasbırakanın gerçek iradesine uygun düşen son arzuları ortaya çıkarılmalıdır.
    Vasiyetnamede yorum sorununun ve yorum yapma ihtiyacının mirasbırakanın menfaati, yasal mirasçıların menfaati açısından bakmak ve vasiyetnamenin metnine bağlılık esasını kabul etmek esastır. (Doç.Dr.M.Serkan Ergüne Vasiyetnamenin Yorumu 2011 İst.sh.58)
    Vasiyetnamenin yorumunun irade teorisine göre yapılacak olması, vasiyetname metninin hiçbir işlevi olmadığı anlamına gelmez; hatta tam tersine vasiyetname metni ve sözü, yorum yapılabilmesinin yegâne varlık sebebidir. Buna göre yorum, ancak kanunun öngördüğü şekilde düzenlenmiş bir vasiyetname varsa, orada beyan edilmiş irade hakkında söz konusu olabilir.
    Vasiyetname hiç yoksa ya da vasiyetname yoruma elverişli değilse, mirasbırakanın gerçek arzusunun araştırılmasına da olanak yoktur. Yorumun kurucu unsuru, mirasbırakanın şekle uygun olarak irade beyanında bulunmuş olmasıdır. Bir başka ifadeyle, yorumun objesi yorumlanacak olan hukuki işlemin kendisidir.
    Buna göre, yorum vasıtasıyla sadece vasiyetnamede yer alan bir irade beyanının anlamı açıklanabilir. Bu irade beyanı, muğlâk, eksik, hatalı ya da gizli olabilir; yeter ki, vasiyetname metninde kendisine bir dayanak bulsun. Bir başka ifadeyle, yorum, vasiyetnamede yer alan ya da hiç değilse kökü vasiyetnameye uzanan ancak içeriği eksik, hatalı, muğlâk ya da gizli olan bir irade beyanının mevcut olduğu hâllerde, mirasbırakanın gerçek amacının ne olduğunu tespit edebilmeyi sağlar.
    Vasiyetnamenin irade teorisine yorumu, mirasbırakan tarafından hiç ya da kanunun öngördüğü şekilde beyan edilmemiş olan bir arzunun ya da başka bir olgunun vasiyetnameye sokulmasına imkân vermez. Yorumun hareket noktası ve sınırı vasiyetname metnidir; bu itibarla vasiyetname metninden ve oradaki beyanlardan tamamen soyut bir yorum yapılmasına olanak yoktur. Vasiyetnamede mevcut olmayan bir şeyden, mirasbırakana ait bir irade beyanı türetilemez.
    Yorum yoluyla varlığı iddia edilen ölüme bağlı tasarrufun ya da irade beyanının vasiyetnamede bulunmamasının (mirasbırakanın bunu yapmayı ihmal etmesinin) hangi sebepten kaynaklandığının bir önemi yoktur. Mirasbırakanın gerçek iradesini yansıtan ölüme bağlı tasarrufu yapmamasına, unutkanlık, bilgisizlik, hukuki yetersizlik yahut başka bir neden yol açsın, varılacak sonuç aynıdır. Vasiyetnamede kendine yer bulmamış, en azından ima dahi edilmemiş ölüme bağlı arzular, yorum faaliyetinde dikkate alınmazlar.
    Vasiyetnamenin düzenlendiği andaki iradeyi esas alma teorisi Dernek Tüzel Kişiliğinin bulunmaması sebebi ile vasiyetname lehtarı olamayacağı sonucunun ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
    Zira, vasiyetnamenin açılması tarihinde Dernek Tüzel Kişiliği yoktur.
    Vasiyetnamenin düzenlenmesi ile mirasbırakanın ölümü arasında geçen süre zarfında yapılan kanuni düzenlemeler nedeniyle ölüme bağlı tasarruf için önceden öngörülmüş olan hukuki sonuç boşa çıkıyorsa, tamamlayıcı yorum yardımıyla tasarrufun içeriğinde değişikliğe gidilmesi mümkündür.
    Hukuken geçerlilik şartlarını taşımayan bir irade beyanına, yönelmiş olduğu sonuç dikkate alınarak benzer bir etki tanınmasını ifade eden tahvil (conversion), sağlararası işlemlerde olduğu gibi, vasiyetnamede de ihtiyaç duyulan bir kurumdur.
    Yorum ile tahvilin farklıkları ve aynı zamanda benzerlikleri dikkate alındığında, somut olayda hangi kurumun uygulama alanı bulacağı noktasında şu saptamayı yapmak mümkündür: Yorum yoluyla vasiyetnameyi ayakta tutmak mümkünse, yani mirasbırakanın beyan ettiği iradesinin altındaki gerçek arzu, metindeki ifadelere ve nitelendirmelere bakılmaksızın hukuki kurumlara uydurulabiliyorsa ya da vasiyetnamedeki boşluklar tespit edilen farazi irade yardımıyla doldurulabiliyorsa, tahvile başvurmaya ihtiyaç kalmayacaktır.
    Oysa, yorum yoluyla sonuca gidilmeyeceği yapılan açıklamalar ile belirlidir.
    Tüzel Kişiliği Olmayan Topluluk Lehine Kazandırma Yapılması; MK.m.577/f. II’ye göre, "Tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğa belli bir amaç için yapılan kazandırmaları, o topluluk içindeki kişiler, mirasbırakan tarafından belirlenen bu amacı gerçekleştirme kaydıyla birlikte edinmiş olurlar; amacın bu yolla gerçekleştirilmesine olanak yoksa, yapılan kazandırma vakıf kurma sayılır."
    MK.m.577/f. II, bu içeriği itibarıyla vasiyetnamenin kanun yoluyla tahvil edilerek ayakta tutulmasını öngören bir düzenlemedir. Zira, MK.m.577/f. I uyarınca, kazandırma lehtarı (mirasçı veya vasiyet alacaklısı) olabilmek için hak ehliyetine sahip olmak gerekmektedir. Medenî haklardan yararlanabilmeyi ifade eden hak ehliyeti ise, yalnızca insanlara ve tüzel kişilere tanınmıştır (MK.m.8, 48) Dolayısıyla gerçek ve tüzel kişiler dışındaki varlıkların ve toplulukların mirasçı ya da vasiyet alacaklısı sıfatını elde edebilmesi; ölüme bağlı tasarrufa konu olan kazandırmaya nail olabilmesi hukuken mümkün değildir. Bunun bir sonucu olarak da, mirasbırakanın tüzel kişiliği olmayan bir topluluk lehine yapmış olduğu kazandırmanın hükümsüz sayılması icap etmektedir. İşte MK.m.577/f. II hükmü burada devreye girmekte ve ortaya çıkan geçersizliği favor testamenti ilkesinden hareketle bertaraf ederek, geçersiz olan ölüme bağlı tasarrufu yakın amaç güden başka bir tasarrufa dönüştürmektedir. Örnek olarak mirasbırakan, İstanbul Hukuk Fakültesinde okuyan fakir öğrenciler lehine vasiyet yaparsa veya Sarıkamış Garnizonunda görev yapan askerleri mirasçı atarsa, MK.m.577/f. II"nin kapsamına giren bir ölüme bağlı tasarruf söz konusu olur.
    Bu bağlamda, vasiyetnamenin yorumu ile sonuca ulaşılmasının mümkün olmamasına, derneğin tüzel kişiliğinin fesih ve tasfiye ile sona ermesine ve MK.577/II.madde hükmünün değerlendirilmesinin gerekmesine göre, bozma kararının gerekçesine ve ilk derece mahkemesinin kararındaki esasa göre Karşı Oyum"dur. 27.05.2014


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi