20. Hukuk Dairesi 2015/5255 E. , 2016/1625 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 179 ada 11, 12 164 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 7967.72 m2, 3385.63 m2 ve 15215.28 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 11 sayılı parsel ham toprak, 12 sayılı parsel tarla, 1 sayılı parsel ise iki katlı ev ve tarla niteliği ile belgesizden ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... ..., taşınmazların kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, tesbitlerin iptali ile orman niteliğiyle ... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 164 ada 1 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2945 m2, 179 ada 11 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 803 m2, 179 ada 12 sayılı parselin (A9) ile gösterilen 2100 m2"sinin orman olarak tesbit dışı bırakılmasına, 164 ada 1 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 2270.28 m2, 11 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 7164.72 m2, 12 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 1285.63 m2"lik bölümlerinin tesbit gibi ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/04/2007 gün ve .../... E. - ... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; her ne kadar dava kesinleşmiş tahdide dayanılarak açılmış ise de çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp, arazi kadastrosu ile birlikte ilân edildiğinden dava tarihinde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmamaktadır. Bu nedenle; hükme dayanak alınan bilirkişi raporu taşınmazın öncesini gösteren resmî belgelere dayanmaksızın, sadece tahdide dayalı uygulama yapılarak taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmadığından bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... (... ve ... ... ...) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yalnız büro incelemesine değil,
uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulü ile dava konusu 164 ada 1, 179 11 ile 12 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre 1992 yılında yapılan orman kadastrosu ile 14/09/2001 - 13/09/2001 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/02/2016
gününde oy birliği ile karar verildi.