5. Ceza Dairesi 2014/2079 E. , 2016/3979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Nitelikli zimmet eyleminin icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçu niteliğinde kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın CMK"nın 231/12. maddesi gereğince itirazı kabil kararlardan olup temyizinin mümkün bulunmaması karşısında bu karara yönelik temyiz isteğinin aynı Kanunun 264/1. maddesine göre itiraz olarak kabul edilip mahallinde merciince değerlendirilmesi mümkün görüldüğünden, incelemenin sanık lehine O yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık müdafiin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Suç tarihinde ... Köylere Hizmet Götürme Birliğinde sayman olarak görev yapan sanığın Mayıs 2008-Mayıs 2009 tarihleri arasında İlçe Kaymakamının ve Birlik Müdürünün imzalarını taklit etmek suretiyle düzenlediği sahte ödeme emri belgelerine istinaden tanzim ettiği evraklarla birlik çalışanlarına ödeme yapmış gibi bazen onların yerine imza atmak, bazen de paranın elden teslim edildiğini yazmak suretiyle görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeleri sahte olarak düzenlemek biçiminde gerçekleştirdiği eyleminin zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu halde, hakkında TCK"nın 204/1. maddesi tatbik edilerek eksik ceza tayin edilmesi ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanık hakkında iddia olunan zimmet eyleminin mahkemece icrai davranışla görevi kötüye kullanma vasfında kabul edilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve bu karara yönelik temyiz isteğinin CMK"nın 264/1. maddesine göre itiraz olarak kabul edilip mahallinde merciince değerlendirilmesi mümkün olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine kısmen iştirak edilmemiş, TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E.2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeksizin altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıvermeye kadar kullanmaktan mahrum bırakılmaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak yerine "5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan ise 2. fıkra gereğince cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.