9. Ceza Dairesi 2020/6509 E. , 2020/2608 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik
Hüküm : Sanıklar ... ve ... hakkında beraat, sanık ... hakkında mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yüklenen suçtan katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve katılma talebi hakkında herhangi bir karar verilmeyen şikayetçi Hazinenin 5271 sayılı CMK"nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmiş olması karşısında, aynı Kanunun 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi Hazinenin katılan olarak davaya kabulüne karar verilerek yapılan incelemede:
1) Sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri, takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan katılan ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen beraat kararı ile sanık ... hakkında tefecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanık ..."ın UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre, karar tarihinden sonra 09/08/2016 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, TCK’nın 64/1. ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca, ölüm nedeniyle hakkında düşme kararı verilip verilmeyeceğinin yerel mahkemece değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü bakımından Dairemizin 2020/3132 Esas sırasında kayıtlı dosyası ile bu dosya arasında fiili ve hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan değerlendirmede;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık ... hakkında Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/12/2014 tarih ve 2013/527 E - 2014/631K sayılı ilamıyla tefecilik suçundan beraat kararı verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/3132 Esasına kaydedildiği, yine hakeza temyize konu işbu kamu davasında ... hakkında aynı suçtan Denizli 10. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/10/2015 tarih ve 2014/1086 E - 2015/977 K sayılı ilamı ile tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/6509 Esasına kaydedildiği, dairemizin 2020/3132 Esas sırasına kayıtlı dosyanın suç tarihinin 03/04/2012, iddianame tarihinin 04/11/2013 olduğu, yine dairemizin 2020/6509 Esasına kayıtlı dosyanın suç tarihinin 2010 yılı ve devamı, iddianame tarihinin 17/11/2014 olması karşısında; anılan dava dosyalarının akıbetlerinin araştırılarak mümkünse davaların birleştirilmesi, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise asılları veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından sonra, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddelerinin gözetilmesi, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, sanığın alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tespitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi, kolluk marifeti ile sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunun ve sosyal ve mali durumunun araştırılması ile hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a) Sanık ..."nun değişik zamanlarda birden çok kez faizle borç verdiğinin kabul edilmesine rağmen sanık hakkında TCK"nın 43/1 maddesinin uygulanmamış olması,
b) TCK"nın 241/1 maddesi gereğince hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da hükmedilmesi gerekirken, sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmemesi nedeni suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.