16. Hukuk Dairesi 2018/2205 E. , 2021/1767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli Merkez İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 1596 parsel sayılı 20.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiş, davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka, taksime ve satış senedine dayanarak 1596 parselin arz üzerinde gösterecekleri kısımlarına ilişkin olarak tapu kaydının iptali ve adlarına tescili ve terditli olarak TMK’nın 724. maddesinde düzenlenen temliken tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 1596 parsel sayılı taşınmazın 22.06.2012 tarihli rapor ve krokisinde belirtildiği üzere; (A) harfi ile gösterilen 1257,89 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 950,41 metrekarelik kısımlarının davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 1047,34 metrekare, (G) harfi ile gösterilen 1478,49 metrekarelik kısımlarının davacı ... adına, (D) harfi ile gösterilen 628,12 metrekare ve (E) harfi ile gösterilen 698,74 metrekarelik kısımlarının davacı ... adına, (F) harfi ile gösterilen 1796,61 metrekarelik kısmının davacı ... adına son ve ayrı ayrı parsel numarası verilmek suretiyle tapuya tescillerine ve 1596 parsel nolu taşınmazdan ifrazlarına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların asıl talebi, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde, bu nitelikteki davaların kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içinde açılabileceği hususu düzenlenmiştir. Kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan yargılamanın her aşamasında hakim tarafından re"sen dikkate alınması gereken maddi hukuka ilişkin dava şartıdır. Mahkemece dava konusu taşınmaz yönünden, davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, asıl dava bakımından davacıların tespit öncesi sebebe dayandığı ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 02.03.1972 tarihi ile davanın açıldığı 20.03.2008 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davacı taraf asıl dava bakımından tespit öncesi sebebe dayanmış olduğuna göre 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle asıl davanın reddine, davacıların terditli diğer talebi yönünden ise, 4721 sayılı TMK’nın 724. maddesinde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.