19. Ceza Dairesi 2017/5477 E. , 2019/539 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet etmek suçundan sanık ...’nun, anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/2. maddeleri uyarınca 2.400,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2017/391 esas, 2017/758 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 31/10/2017 gün ve 10307 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2017 gün ve KYB. 2017/61838 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- Her ne kadar soruşturma aşamasında sanığa 1.009.00 Türk lirası para cezası ödenmesi hususunda 2 ayrı önödeme tebligatı çıkarılmış ise de, önödeme ihtarına ilişkin her iki yazıda da 0537 012 36 79 nolu hat numarasının yazıldığı, oysa Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/2898 sayılı soruşturma evrakı kapsamına göre, anılan Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2015 tarihli ve 2015/2898 soruşturma, 2015/232 sayılı yetkisizlik kararında, müşteki ...’e ait iki ayrı hat olduğunun, bunlardan birisinin 0537 012 36 79, diğerinin ise 0507 938 12 92 nolu hat olduğu belirtildiği, her iki önödeme yazısında da sadece 0537 012 36 79 nolu hattan bahsedildiği, 0507 938 12 92 nolu hattan ise bahsedilmediği, ....Cumhuriyet Başsavcılığının 21/02/2017 tarihli ve 2017/6147 soruşturma ve 2017/1274 sayılı iddianamesinde de sanık hakkında iki adet önödeme önerisinde bulunulduğunun ve 0537 012 36 79 nolu hattın müştekinin rızası ve bilgisi dışında çıkarıldığının belirtildiği, 0507 938 12 92 nolu hattan sözedilmediği halde, anılan Mahkemece 5809 sayılı Kanun’un 63/10. maddesinde gösterilen cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195/1. maddesinde "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, cezaevinde bulunduğu anlaşılan sanığa, gelmediği takdirde duruşmanın yokluğunda yapılacağına ilişkin davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19. maddesine uygun olarak tebliğ edilmediğinden savunması alınmaksızın, savunma hakkının kısıtlanmak suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesinde,
İsabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (1-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
Kanun yararına bozmaya konu dosyada, dosyada mevcut kriminal bilirkişi raporunda suça konu edilen cep telefonu numarası (0537 ... 3679) için 6 adet turkcell, 4 adet avea ve 3 adet vodafone abonelik sözleşmesinin düzenlendiğinin, sözleşmeler üzerindeki imzaların hiçbirinin müştekiye ait olmadığının tespit edilmesi, sanık hakkında açılan kamu davasının, aynı cep telefonuna ait iki farklı sözleşmenin (yani 5809 sayılı Kanun kapsamında farklı tarihlerde yapılan iki farklı abonelik işleminin) sanığın işyerinde yapıldığının anlaşılması üzerine, iki farklı ön ödeme tebliği yapılmasına rağmen bu tekliflere uyulmaması nedeniyle açılmış olması karşısında;
Suça konu olan ve sanık tarafından düzenlendiği iddia edilen iki adet abonelik sözleşmesinin aslı veya fotokopisinin dosyada bulunmaması nedeniyle; TCK"nun 75. maddesinde yazılı ön ödeme işlemlerinin veya TCK"nun 61. maddesine göre cezanın belirlenmesindeki teşdit uygulamasının, usulsüz veya gerekçesiz yapılıp yapılmadığı hususunda sözleşmeler incelenmeden bir kanaate varılamayacağı, keza ikinci bentte yer alan bozma nedenine dair aşağıda yazılı gerekçeye göre, mahkemece sanığın savunması alınmak suretiyle kovuşturma aşamasının kaldığı yerden devam ederek yeni bir yargılama yapılması ve yeni bir hüküm verilmesi gerekeceği, yukarıda yazılı belge eksikliğinin bu sırada mahkemece mecburen giderilmesi gerektiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, (1-) numaralı sebep için yerinde görülmediğinden REDDİNE,
II- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (2-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede ise;
5271 sayılı CMK"nun "Sanığın yokluğunda duruşma" başlıklı 195. maddesi;
" (1) Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." hükmünü amirdir.
Sanığın üzerine atılı 5809 sayılı Kanun"un 56/4. maddesi göndermesiyle 63/10. maddesine aykırılık suçunun alt ve üst sınırı itibariyle sadece adli para cezasını gerektiren suçlardan olması karşısında, sanığa gönderilecek ve içerisinde iddianamenin yer aldığı duruşma davetiyesi üzerinde "gelmediği takdirde yokluğunda yargılamaya devam edileceği" ihtaratı yazılı davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesi şartıyla sanığın yokluğunda da duruşmaya devam edilmesi gerekmektedir.
Ancak uyuşmazlığa konu somut ceza dava dosyasında, içinde iddianamenin yer aldığı duruşma günü davetiyesinin, üzerine CMK"nun 195. maddesinde yazılı ihtarat yazılmadan sanığın bilinen en son adresine gönderildiği, tebligatın sanığın cezaevinde olduğu gerekçesiyle 24.03.2017 günü bila tebliğ iade edildiği, devamla ....Asliye Ceza Mahkemesince sanığa çıkartılan talimat duruşma günü davetiyesinin ise 05.04.2017 günü aynı adreste oturan ehil ve reşit kızına tebliğ edildiği, mahkemece yapılan yargılamanın ilk celsesinde (10.07.2017) tebligat veya savunma hususunda bir açıklama yapılmaksızın mahkumiyet kararı verildiği, sanık hakkında ayrıntılı araştırma yapılmadığından başka bir suçtan dolayı hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunun görülemediği, keza UYAP üzerinden yapılan araştırmada sanığın 14.06.2016 tarihinde cezaevine girdiği, davetiye tebliği sırasında, duruşma ve karar gününde cezaevinde bulunduğu, dolayısıyla sanığın savunma hakkının ihlal edildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma talebinin kabulüyle ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2017/391 Esas, 2017/758 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucunda sanık aleyhine belirlenmiş cezadan daha ağır olmamak şartıyla yeni bir hüküm kurulmasına, 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.