7. Ceza Dairesi Esas No: 2016/18111 Karar No: 2018/9513 Karar Tarihi: 01.10.2018
5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/18111 Esas 2018/9513 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2016/18111 E. , 2018/9513 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık ..."ın kullandığı araçta 1.600kg kaçak çay ele geçirildiği ve hazırlıkta alınan ifadesinde çayların diğer sanık ..."a ait olduğunu beyan etmesi üzerine sanıklar ... ve ... hakkında kamu davası açılan olayda; Sanık ..."ın mahkemedeki beyanında çayların ..."ya ait olduğunu belirtmesi, mahkemede tanık olarak dinlenen ..."nın da olayı doğrulaması karşısında, ... hakkında suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde dosyaların birleştirilmesi, açılmaması halinde soruşturma evraklarının dosya içine alınarak delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabul ve uygulamaya göre ise; 1. Dosyada KEMT varakası bulunmadığından sanıkların kamu zararından haberdar olmadıkları gözetilmeden, CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan sanıklara dava konusu eşyanın ... idaresince hesaplanacak "eşyanın ithalinde öngörülen ... vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı" olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunun"un 231/9. fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, sanıkların kurum zararını gidermediklerinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, 2. Suçta kullanılan 30 SA 018 plakalı nakil vasıtasına yönelik olarak, iddianamede müsadere talep edilmediği halde, kararda talep dışına çıkılmak suretiyle aracın müsaderesine karar verilmesi, 3. 5237 sayılı TCK.nun 50/1. madde ve fıkrasının (a) bendi uyarınca sanık hakkında kısa süreli hapis cezasından çevrilerek tayin olunan adli para cezasının tamamen veya kısmen ödenmemesi halinde, aynı maddenin 6. ve 7. fıkraları uyarınca hükmü veren mahkeme tarafından kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen yerine getirilmesine ya da seçenek yaptırımın değiştirilmesine karar verileceği; buna karşın, doğrudan tayin olunan adli para cezasının ödenmemesi halinde ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/3. ve 7. madde ve fıkrası uyarınca hükümlünün, C.Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedileceği cihetle, infaz aşamasındaki bu farklılıklar nedeniyle 5237 sayılı TCK.nunda cezaların içtimaının düzenlenmediği de gözetilmeden, sanık hakkında kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilerek tayin olunan adli para cezası ile doğrudan tayin edilen adli para cezasının toplanmasına karar verilmesi, 4. Sanık ... yönünden, 5237 sayılı TCK.nun 61/8. maddesi hükmü karşısında adli para cezasının hesabında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması ve sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması sonucu belirlenmesi gerektiği halde, mahkemece yazılı şekilde uygulama yapılarak sanığa fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanık ... ve müdafii ile sanık ... ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.