19. Ceza Dairesi 2017/4263 E. , 2019/534 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ...’in, anılan Kanun"un 56/4,5, 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52 ve 62/1. maddeleri gereğince 820 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair.... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2017 tarihli ve 2016/410 esas, 2017/88 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 21/08/2017 gün ve 4129 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/09/2017 gün ve KYB. 2017/50732 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- Melih İletişim isimli işyeri yetkilisi olan sanığın müşteki adına sahte GSM abonelik sözleşmeleri düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle hakkında açılan kamu davasında, sanığın Dölek İletişim"in alt bayii olduğunu, suça konu GSM abonelik sözleşmesinin Dölek İletişim yetkilileri tarafından düzenlendiğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, Dölek İletişim"in suç tarihinde yetkilisinin kim olduğu tespit edilip, sanığın savunması doğrultusunda ifadesine başvurulması ve gerektiğinde Dölek İletişim"in yetkilisi ile ilgili personelin suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte GSM abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların Dölek İletişim"in yetkilileri ile personelinin eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve abonelik sözleşme kayıtlarının bilgisayar üzerinden kod numarası yazılarak oluşturulduğunun anlaşılmasına göre, dava konusu sözleşmenin hangi işyerinde düzenlendiğinin suçun işlendiği yeri saptama bakımından önem arzettiği gözetilerek, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş."den bilgi işlem kayıtlarına göre sözleşmenin hangi bayiye ait bilgisayarda yapılmış olduğunun mevcut log kayıtlarından anlaşılması mümkün ise bunun tespit edilmesi talep edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63/10. maddesinde düzenlenen suçun ön ödemeye tabi olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75/3. maddesi yollamasıyla, aynı maddenin 2. fıkrasına göre mahkemesince sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesi, sanığın saptanacak miktarı ödemesi halinde ise kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
İsabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozmaya konu dosyada; sanık hakkında TCK"nun 207/1 ve 43/1. maddelerinden cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, yukarıda adı geçen mahkemece verilen 21.06.2013 tarihli mahkumiyet hükmünün, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30.06.2016 tarihli, 2015/2471 E. ve 2016/6281 K. sayılı kararıyla, kanun yararına bozmaya konu edilen aynı sebeplerle bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine yeniden yapılan yargılamada, bozma ilamına uyulduğu, fakat bozma ilamında yazılı deliller tam olarak toplanmaksızın ve sanığa soruşturma ve kovuşturma şartı olan ön ödeme ihtarı, TCK"nun 75. maddesinde yer alan usule uygun şekilde, açıkça miktarı belli olarak ve kanuni süreler belirtilerek yapılmaksızın, sanığın bu sefer 5809 sayılı Kanun"a göre neticeten 820 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün de miktar itibariyle istinaf veya Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği, dolayısıyla Yargıtay ilamında yazılı olan ve haklı bulunan bozma nedenlerinin, bu sefer miktar itibariyle kesin olan bir hüküm için kanun yararına bozmaya konu edildiği, sonuç olarak mahkemece öncelikle kovuşturma şartı olan ön ödeme ihtarının usulüne uygun şekilde yerine getirilmesi, devamla eksikliklerin giderilmesi gerekeceği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı her iki nedenle de yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma talebinin kabulüyle,.... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2017 tarihli ve 2016/410 esas, 2017/88 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucunda sanık aleyhine belirlenmiş cezadan daha ağır olmamak şartıyla yeni bir hüküm kurulmasına, 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.