Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4729 Esas 2016/1609 Karar Sayılı İlamı

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

... ili, ... ilçesi, ... (...) köyü, 923 parsel sayılı 87.850,00 m² yüzölçümlü, tarla nitelikli taşınmaz davalılar ve murisleri adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... ..., dava konusu parselin yörede 15.08.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığını ve bu işlemin kesinleştiğini ileri sürerek orman kadastrosu sınırları içerisindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili ve davalıların müdahalelerinin önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... ili, .. ilçesi, ... köyü 923 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... ... ve orman mühendisi bilirkişi ... ... ... müşterek imzalı 04/11/2014 havale tarihli rapor ve ekli krokilerinde (B) harfi ile gösterdikleri 10.640,97 m², (C) harfi ile gösterdikleri 8.240,51 m² ve (D) harfi ile gösterdikleri 4263,81 m²"lik yerlerin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 15.02.2007 günü ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına, davacı tarafından taşınmazın tamamı değil orman tahdidi içinde kalan kısmı dava edilip davada reddedilen kısım bulunmadığından davalı ... ... lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinde ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince temyiz eden davalı ... ..."dan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.