Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/192
Karar No: 2019/529
Karar Tarihi: 21.01.2019

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/192 Esas 2019/529 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2018/192 E.  ,  2019/529 K.

    "İçtihat Metni"



    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."in, anılan Kanun"un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair.... 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/382 esas, 2017/441 sayılı kararını müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin.... 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli ve 2015/382 esas, 2017/441 sayılı ek kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 14/12/2017 gün ve 12152 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/12/2017 gün ve KYB. 2017/73892 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren Hâkim Ömer Faruk Karakılıç"ın olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşlerinin ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    5271 sayılı CMK"nin "Kanun yararına bozma" başlıklı 309. maddesi;
    "(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
    (2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
    (3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
    (4) Bozma nedenleri:
    a) 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.
    b) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.

    ./..



    c) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.
    d) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.
    (5) Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez.",
    "Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii" başlıklı 318. maddesi;
    "(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
    (2) 303 üncü madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
    (3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir."
    "Yenileme isteminin kabule değer görülmemesi nedenleri ve kabulü hâlinde yapılacak işlem" başlıklı 319. maddesi;
    "(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.
    (2) Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.
    (3) Bu madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir." hükümlerini amirdir.
    Kanun yararına bozmaya konu ceza dava dosyası incelendiğinde;.... 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/382 esas, 2017/441 sayılı kararıyla sanık hakkında 1000 TL adli para cezası verildiği, bu mahkumiyet hükmünün sanık müdafiinin yüzüne karşı tefhim edildiği, kararın kesin olduğunun hükmün sonunda açıkça belirtildiği, ayrıca kararın 15.09.2017 günü kesinleşme şerhinin yazıldığı ve hükmün kesinleştirildiği görülmektedir.
    Yerel mahkemece verilen asıl kararın kesinleştirilmesinden sonra, sanık müdafii tarafından konu başlığında "yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçemiz hakkında verilen karar hakkında itirazlarımızı içerir dilekçedir." yazılı olan bila tarihli bir dilekçe verildiği, UYAP üzerinde yazılı evrak işlem kütüğü butonundan yapılan sorgulama sonucunda, dilekçenin 30.10.2017 tarihinde ilgili avukat tarafından imzalandığı ve mahkeme katibi tarafından okunduğu, mahkemece ilk önce "istinaf başvuru dilekçesi" olarak sisteme kaydedildiği, ancak mahkemece aynı dilekçenin "yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçe" olarak kabul gördüğü, bunun üzerine "hükmün kesin karara bağlandığı, bu nedenle yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği" gerekçesiyle "yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine" dair 01.11.2017 tarihli ek kararın verildiği görülmektedir. Sanık müdafii tarafından sunulan dilekçeye, UYAP üzerinden verilen anlam ile mahkemece verilen ek karar içeriğinden ulaşılan anlam farklı olsa da; artık ortada yerel mahkemenin CMK"nun 318 vd. maddeleri gereği "yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair" bir karar bulunduğu değerlendirilmiştir. Bu halde, mahkemece verilen "yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair" 01.11.2017 tarihli ek karara karşı CMK"nun itiraz başlıklı 267 ila 271. maddelerinde öngörülen olağan kanun yoluna başvuru hükümlerinin uygulanması elzemdir. Buna göre yerel mahkemenin, verdiği ek kararı sanık müdafiine tebliğ etmesi, sanık müdafiinin ise bu karara itiraz edip etmeyeceğini kararı veren mahkemeye bildirmesi gerekecektir.



    ../...




    Ancak, dosyada yapılan incelemede, yerel mahkemenin sanık müdafiinin başvurduğu kanun yolunu "yargılamanın yenilenmesi" talebi olarak nitelendirmesi üzerine, verdiği ek kararı sanık müdafiine tebliğ etmediği, bunun yerine dosyada sanık müdafiinin elinden çıktığı görülen ve UYAP üzerinde 30.10.2017 günü e-imza ile oluşturulduğu anlaşılan aynı dilekçeye, bu sefer de re"sen "kanun yararına bozma" talebi dilekçesi sıfatı vererek dilekçenin ve dosyanın ek kararla aynı gün yani 01.11.2017 günü hazırlanan üst yazıyla Bakanlık Muhabere Bürosuna "kanun yararına bozma yoluna gidildiği" şeklinde yazı yazılarak Adalet Bakanlığına ulaştırdığı görülmektedir. Keza, dilekçenin içeriği, konusu ve Adalet Bakanlığınca gelinen kanun yararına bozma sebebi de yargılamanın yenilenmesine dair usul işlemlerine ilişkindir.
    Hal böyleyken, mahkemece sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü usulüne uygun şekilde kesinleştirilmiş, ancak yargılamanın yenilenmesinin reddine dair 01.11.2017 tarihli ek karar usulüne uygun şekilde kesinleştirilmemiştir. Dolayısıyla ortada CMK"nun 309 vd. maddeleri gereği itiraz yoluna tabi olan ve ilgilisine tebliğ edilmemiş, dolayısıyla kesinleşmemiş bir karar bulunduğu anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma talebinin ortada kesin bir mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesiyle REDDİNE, 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi