Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5073
Karar No: 2016/1605
Karar Tarihi: 11.02.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5073 Esas 2016/1605 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5073 E.  ,  2016/1605 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında ... mahallesi, 154 ada 1 parsel sayılı 33.231.567,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla ... adına tesbit edilmiş ve tutanak 12.09.2008 - 13.10.2008 tarihleri arasında ilâna çıkarılmış, 14.10.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 30/04/2010 tarihli dava dilekçesinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz içerisinde bulunan taşınmazının adına tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 03.10.2013 tarih ve .../... - ... sayılı ilamı ile “Kural olarak; tapu iptali ve tescil davaları, tapuda malik olarak gözükenlere karşı açılır. Ancak, orman niteliği ile ... adına tesbit edilen taşınmazların mülkiyet hakkı ..., kullanma hakkı ... ... aittir. Bu tür davalarda ... ve ... ... zorunlu dava arkadaşıdırlar. Davalı parsel, orman niteliği ile ... adına tescil edildiği halde, ... ... husumet yöneltilmemiştir. Bu nedenle; ... ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra davanın esasına girilmelidir.
Aynı zamanda davacı taraf tapu kaydına dayandığına göre, davacının kanunda öngörülen süreye ulaşan zilyetliğinden söz etme imkanı bulunmadığından, davanın salt bu nedenle reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, davacının dayandığı tapu kaydı, tüm tedavülleriyle birlikte getirtilip keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulmak suretiyle zeminde uygulanmamış, taşınmaza uyup uymadığı üzerinde de durulmamıştır. Kadastro sırasında revizyon görüp görmediği tesbit edilmemiştir. Bu yönüyle sadece fen bilirkişi raporunda gösterilen tapu kayıt uygulaması da yetersizdir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; öncelikle, ... ... davaya dahili sağlanıp taraf teşkili oluşturulduktan sonra, davacı tarafın dayandığı Kasım 2006 tarih 523 yevmiye sayılı tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren bütün tedavülleri ve tevzi haritası ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorularak revizyon görmüş ise revizyon parsellerine ait kadastro tutanak örnekleri, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği sorulmalı, dairenin geri çevirme kararı sonrasında dayanak tapu kaydının ilk geldisi olarak gönderilen Nisan 1971 tarih ve 1 sıra sayılı tapu kaydının ... Asliye Hukuk Hakimliğinin 14/12/1970 tarih ve .../... sayılı kararına istinaden tescil edildiğinin belirtilmesi karşısında tapu kaydının oluşumuna esas olan ... Asliye Hukuk Hakimliğinin 14/12/1970 tarih ve .../... sayılı dosyası ile eski tarihli
memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K., 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, davacının dayanağı tapu kaydı komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden tapu kayıtlarıyla birlikte uygulanmalı; hudutların birbirlerini ne okuduğu, denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesine göre, “kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazın tescil krokisi ve tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, plan ve krokinin fenni sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; tapunun dayanağı olan tescil davasında ... ve ... ... taraf olup olmadığı da dikkate alınarak taraf ise ve tapu çekişmeli taşınmazı kapsıyor ise, kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tartışılmalı, keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri müşterek krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyması durumunda, tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda ... ... adına tescil edilmiş olan ... ili, Merkez, ... Beldesi ... mahallesi 154 ada 1 parsel nolu taşınmazın fen bilirkişilerinin 05/12/2014 tarihli rapor ve krokilerinde (A) harfi ve sarı renkle gösterdikleri 10215,31 m2"lik kısmının tapusunun iptali ile, davacı ... ... adına tesciline, ... ili, Merkez, ... beldesi, ... mahallesi, 154 ada 27 ve 28 parseller açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılmış, çekişmeli 154 ada 1 parsel orman olarak tesbit edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, hükmüne uyulan Daire bozma kararında “orman niteliği ile ... adına tesbit edilen taşınmazların mülkiyet hakkı ..., kullanma hakkı ... ... ait olup bu tür davalarda ... ve ... ... zorunlu dava arkadaşı olduğundan ... ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra davanın esasına girilmelidir.” dendiği halde, ... ... usulüne uygun olarak davaya dahil edilmemiş, duruşmalara katılımı sağlanmamış, gösterecekleri deliller toplanmamış ve gerekçeli karar da kendisine tebliğ edilmemiştir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, bozma ilâmına uyulmasına rağmen bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 11/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi