11. Hukuk Dairesi 2015/8888 E. , 2016/1920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/10/2014 tarih ve 2014/927-2014/317 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.02.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil ... ve davalı ... Değerler A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin müşterisi olduğu ... Yatırım AŞ nezdindeki hesabından 07.05.2010 tarihinde Vadeli ...lem ve ... Borsası AŞ"de işlem gören Haziran vadeli VOB İMKB 30 vadeli işlem kontratına, elektronik ortamda alış emri göndermek isterken hataen Ekim vadeli işlem kontratına alış emri gönderdiğini, durumu fark etmesi üzerine önce ... Yatırım AŞ"deki müşteri temsilcisini arayarak, daha sonra da davalı şirkete ulaşarak hatalı işlemin iptalini talep ettiğini ancak işlemin iptal edilmediğini, oysa söz konusu işlemin hataya dayalı bulunduğunun açıkça belli olduğunu ve gerek VOB Yönetmeliği gerekse de BK hükümleri uyarınca işlemin iptalinin gerektiğini ileri sürerek, hatalı işlem nedeniyle oluşan 75.462,50 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, kendi iradesi ile dava konusu işlemleri gerçekleştiren davacının müvekkiline husumet yöneltemeyeceğini, müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi söz konusu işlemin vadeli işlem ve opsiyon borsası tarafından belirlenen kurallara uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, müvekkillerinin sanal ortamdaki işlemin, davacının hatası sonucu gerçekleştiğini anlamalarının mümkün olmadığını, söz konusu işlemin gerçekleşmesinde müvekkillerinin herhangi bir kusurlarının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ... Yatırım AŞ nezdindeki hesabından 07.05.2010 tarihinde, Vadeli ...lem ve ... Borsası AŞ" de işlem gören Ekim vadeli VOB İMKB 30 vadeli işlem kontratına elektronik ortamda 150 adet alış emri gönderildiği, bu işlemi yaptıktan sonra davalı şirkete 10.05.2010 tarihli yazı ile başvuran davacının bu işlemin iptalini istediği, VOB"da verilen alım emirlerinin anında borsaya iletildiği ve alım emri veren kişinin hesaplarına bloke konulduğu, satıcı emirleri ile karşılaşan işlemin iptalinin mümkün olmadığı, yapılan davacı işleminde aracı kurum olan davalı şirketin ve onun müşterileri diğer davalıların herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, davacı bu emri hataen vermişse sonuçlarına katlanmasının gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı taraf, elektronik ortamda Haziran vadeli VOB İMKB 30 vadeli işlem kontratına alış emri göndermek isterken hataya dayalı olarak Ekim vadeli işlem kontratına alış emri gönderdiğini ileri sürerek bu işlem nedeniyle uğradığı zararın tahsilini talep etmiş olup mahkemece, davacının Ekim vadeli VOB İMKB 30 vadeli işlem kontratına alış emri gönderdiği, VOB"da verilen alım emirlerinin anında borsaya iletildiği ve alım emri veren kişinin hesaplarına bloke konulduğu, dava konusu işlemin gerçekleşmesinde aracı kurum olan davalı şirket ile diğer davalıların herhangi bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hata, irade beyanının istemeyerek iradeye uygun olmaması ya da iradenin oluşmasına etken olan bir hususta düşüncenin gerçek duruma uygun olmaması şeklinde tanımlanabilir. Birinci halde beyan hatası, ikinci halde ise saikte hata söz konusudur. (Oğuzman-Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, ... 1995,sh.77) Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 23. maddesi uyarınca akit yapılırken esaslı bir hataya düşen kimse o akit ile bağlı tutulamaz. Bununla birlikte düşülen her hatanın akdin geçerliliğini etkilemesi mümkün olmayıp ancak esaslı bir hata halinde akdin geçerliliği etkilenecektir. Bir hatanın esaslı olup olmadığı değerlendirilirken ise anılan Kanun"un 24. maddesindeki düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, davacı taraf, açıkça irade beyanını fesada uğratan hallerden olan hataya dayanmış olup mahkemece bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmamış, davacının alış emri gönderdiği ve davalıların bir kusuru bulunmadığı kabul edilerek dava reddedilmiştir. Oysa davacı, alış emrini gönderirken hataya düştüğünü ileri sürdüğüne göre mülga BK"nın 23. vd. maddeleri uyarınca davacının dava konusu işlemle bağlı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, özellikle de davacının dayanmış olduğu hata olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda değerlendirilme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.