Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde taraflar ve vekilleri gelmediler. Evrak üzerinde inceleme yapılarak işin incelenerek karara bağlanması için saat 14:00 bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait minibüs ile ilgili davalı Belediye Meclisi"nin 05.01.2007 tarih, 2007/4-28 sayılı kararı gereğince 15.03.2007 tarihinde 45.000 TL bedel ödeyerek tek araç ile toplu ulaşım sistemine dahil olduğunu, ancak Edirne İdare Mahkemenin 2007/201 E.- 2007/ 974 K.sayılı kararı ile anılan meclis kararının iptal edildiğini, bu karar ile tek araçla ulaşım sistemine son verildiğini, böylece taraflar arasındaki sözleşmenin de sona erdiğini belirterek, sözleşme gereğince ödenen bedelin 41.500 TL"sinin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının çalıştığını beyan etmiş, süresinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Mahkemece, davacının 29.11.2010 tarihinde ödediği bedelin iadesi için davalı belediyeye dilekçe verdiğini, bu tarih itibariyle davacının alacağı miktarı öğrendiğini, icra takibinin ise 06.11.2012 tarihinde başlatıldığını, öğrenme tarihi ile icra takibi arasında zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TBK.nun 146.maddesinde ( 818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka hüküm olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK"nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Dairemizce tüm içtihatların da bu doğrultuda olduğu açıktır. (Yargıtay 3.H.D. 11.09.2003 gün ve 2003/10466 E.-2003/9936 K.) Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.