11. Hukuk Dairesi 2015/4445 E. , 2016/1917 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/09/2014 tarih ve 2014/869-2014/209 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23/02/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. .. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı tarafından müvekkiline gönderilen 26.03.2012 tarihli ihtarname ile müvekkilinin sermaye borcunu ve faizlerini ödemesinin istenildiğini, aksi halde ortaklıktan ıskat edileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin ise şirketten alacaklı olduğunu, sermaye taahhüdünün bu alacaktan mahsubuna muvafakat ettiğini, daha önce apel çağrısı yapılmadığından faiz talep edilemeyeceğini, şirketin kötü yönetildiğini belirtir cevabi ihtarnamesini davalı şirkete gönderdiğini, daha sonra 04.03.2013 tarihli şirket yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığını, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, söz konusu yönetim kurulu kararının mutlak butlanla yokluğunun ve hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendisine ihtar edilmesine rağmen sermaye borcunu ödemediğinden 04.03.2013 tarihli yönetim kurulu kararıyla, ödenmeyen sermaye borcuna isabet eden hissesi oranında ortaklıktan ıskat edilmesine karar verildiğini, davacı alacağının tartışmalı olduğu gibi muaccel de bulunmadığını, dolayısıyla bu alacağın mahsubunun mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ödemesi gereken sermaye tutarının 35.000 TL olduğu, buna karşılık şirketten 450.000 TL alacaklı bulunduğu, davacının sermaye taahhüt borcunun, alacağına mahsup edilmesi halinde davalı şirketin zarara uğramayacağı, sermaye borcunun, davacı alacağından mahsup edilmesine muvafakat edilmesine rağmen bu işlemin yapılmamasının iyi niyetle bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 04.03.2013 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun ve hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı şirket defterlerinde kayıtlı davacı alacağının muaccel olmasına ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 118/2. maddesi uyarınca alacağın çekişmeli bulunmasının takas def""inin ileri sürülmesine engel teşkil etmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.