Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4643
Karar No: 2016/1904
Karar Tarihi: 23.02.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/4643 Esas 2016/1904 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/4643 E.  ,  2016/1904 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    .

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.12.2014 tarih ve 2012/111-2014/1075 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.02.2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl ve birleşen davada davacı/karşı davada davalı vekili, asıl davada müvekkilinin davalı ile alabalık üretimi yapmak için 1997 yılında adi ortaklık kurduğunu, buna göre tüm tesisin masraflarının davalı ile birlikte eşit olarak karşılandığını, ancak daha sonra davalının yaptığı masrafları yüksek göstermesi nedeniyle aralarında sorun çıktığını ve müvekkilinin tesisten uzaklaşmak zorunda kaldığını, bu nedenle adi ortaklığın devamının imkansız olduğunu ileri sürerek, adi ortaklığın feshini ve tasfiyesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davalının Haziran 1999 tarihinden beri tesisi işlettiğini, müvekkilinin tesisten uzaklaştırılarak gelirlerinden mahrum kılındığını, tesisin bütün halinde kiralanması durumunda aylık gelirinin 5.000,00 TL"den az olmayacağını, davalının hisselerine isabet eden paya haksız olarak el atıldığını ileri sürerek, 01.06.1999 tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak 50.000,00 TL ecrimisil bedelinin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında adi ortaklığın mevcut olmadığını, tarafların 3 ortaklı limitet şirket kurduklarını, bu nedenle asıl davanın reddini, karşı dava olarak da, davacının limited şirketin feshini istemiş olması nedeniyle şirketin devamı açısından davacının şirketten ihracını talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, adi ortaklığın tasfiyesinin TBK"nın 644. maddesinde düzenlendiği, tasfiyede anlaşılamaması durumundan hakimin uyuşmazlığı çözeceği, tarafların tasfiye masraflarını ödemeyeceklerini, masrafların tasfiyeden kalan bedelden tahsilini istedikleri, bu nedenle asıl davada adi ortaklığın tasfiye memuru atanarak fesih ve tasfiyesine karar verildiği, karşı davada davacı/karşı davalının limited şirket ortaklığından çıkartılması talebinin önceki bozma
    ilamı kapsamında 6762 Sayılı TTK"nın 551/3. maddesi uyarınca ancak şirket tarafından talep edilebileceği, birleşen davada ise şirket ortaklarının birbirlerinden ecrimisil talep edemeyeceği, ancak tasfiye sonrası düşen payın istenebileceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına, karşı davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. HMK’nın 294 ve sonraki maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Hatta, ... 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
    Somut olayda, mahkemece kısa kararda "Asıl davanın kabulüne, adi ortaklığın mallarının satılarak ortaklara eşit olarak paylaştırılması suretiyle fesih ve tasfiyesine, birleşen davanın reddine" denilmiş, gerekçeli kararda ise "asıl davanın kabulüne, taraflar arasında kurulan adi şirketin feshine, mahkemece atanan tasfiye memuru tarafından mal varlığının satılması suretiyle elde edilecek gelirden öncelikle tasfiye giderlerinin ve tasfiye memuru ücretinin karşılanmak ve artan kısım ortaklar arasında eşit olarak paylaştırılmak suretiyle tasfiyesine, karşı davanın reddine, birleşen davanın reddine" şeklinde karar verilmiştir.
    Bu durum karşısında, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmaması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiş, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi