Esas No: 1994/1682
Karar No: 1995/4256
Karar Tarihi: 09.10.1995
Danıştay 10. Daire 1994/1682 Esas 1995/4256 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, Terör örgütleri tarafından bombalanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının zararının tazmini istemiyle açılmıştır. İdare mahkemesi, olayın münferit bir olay olduğu, zarar ile idarenin kolluk görevi arasında nedensellik bağı bulunmadığı, idarenin hizmet kusuru bulunduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak yüksek mahkeme, Kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında bireylerin uğradığı özel ve olağandışı zararların idarece tazmini gerektiği, terör olaylarının ise toplumun bireyi olmaktan kaynaklandığı gerekçesiyle şikayetin kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Ancak, davalı idarenin taşeron davacı şirkete uğradığı zararın davacı şirkete ödenme olanağı olmadığından, davacının kişisel bir zararının olup olmadığı araştırılması ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2577 sayılı Yasanın 17. maddesinin 2. fıkrası: Duruşma istemi kabul edilmeyerek işin esasına geçilebilir.
- 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi: Temyiz istemi kabul edil
Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 4256
Esas Yılı : 1994
Esas No : 1682
Karar Tarihi : 09/10/995
1- YAPIMI SÜRDÜRÜLMEKTE OLAN … EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ BİNASININ TERÖRİSTLERCE BOMBALANMASI SONUCU MEYDANA GELEN ZARARIN, OLAYIN NİTELİĞİ DİKKATE ALINARAK SOSYAL RİSK İLKESİ GEREĞİ DAVALI İDARECE TAZMİNİ GEREKTİĞİ,
2- ANCAK OLAY TARİHİNDE DAVACININ TAŞERON OLMASI SEBEBİYLE, MÜTEAHHİT FİRMANIN UĞRADIĞI ZARARIN DAVACIYA ÖDENME OLANAĞI OLMADIĞINDAN, EYLEM NEDENİYLE DAVACININ UĞRADIĞI KİŞİSEL BİR ZARARININ OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORUNLU OLDUĞU HK.
Davacının, yapımı sürdürülen ... Emniyet Müdürlüğü Binasının teröristlerce bombalanması nedeniyle uğradığını öne sürdüğü 3.680. 000.000 lira maddi zararın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece tazminen ödenmesi istemiyle açtığı davanın reddine karar veren … İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının temyizen incelenip bozulması istemidir.
2577 sayılı Yasanın 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi kabul edilmeyerek işin esasına geçildi.
… Emniyet Müdürlüğü İnşaatı 19.11.1982 tarihinde müteahhit firma … Anonim Şirketine (Eski adı … Türkiye İnş. ve Malz. Ltd.Şti.) İhale edilerek 24.12.1982 tarihinde sözleşmeye bağlanmıştır. … Anonim Şirketi ile davacı … ve Ortakları İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi arasında yapılan sözleşme ile davacı şirket de işin taşeronluğunu üstlenmiştir. 30.10.1990 tarihinde gece saat 20 sıralarında gaspettikleri bir otoyla inşaat alanına gelen iki kişi bekçi ve çalışanları etkisiz hali getirerek inşaat alanına bomba koymuşlar ve yasadışı bir örgütün propogandasını yaparak kaçmışlardır. Bombanın patlaması sonucu inşaat hasar görmüştür.
13.8.1991 tarihinde yapılan ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca da uygun görülen devir sözleşmesi ile sözkonusu işe ait sözleşme ve eklerini müteahhit … A.Ş. bütün hak ve vecibeleriyle davacı … ve Ort.inş.ve Tic. Ltd.Şirketine devretmiştir.
Davacı şirket, hasar gören binanın eski haline getirilmesi için 1990 birim fiyatlarıyla 2.180.000.000 lira, malzeme deposundaki ve sahadaki ihzarat malzemelerinden dolayı da 1.500.000.000 lira zarara uğradığından bahisle zararın tazmin edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine, tazminat davası açmıştır.
... İdare Mahkemesince, olayın münferit bir olay olduğu, zarar ile idarenin kolluk görevi arasında nedensellik bağı bulunmadığı, idarenin hizmet kusuru bulunduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı yerinde olmadığı iddiasıyla anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında bireylerin uğradığı özel ve olağandışı zararların idarece tazmini gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. İdarenin belirtilen hukuki sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olma niteliğinin doğal sonucudur.
İdarenin hukuki sorumluluğu sadece kusur esasına, hizmet kusuru teorisine dayanmamakta; İdare, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabilmektedir. Kural olarak idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür, ancak sözü edilen kuralın istisnası olarak, idarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararları da nedensellik bağı aramadan tazmin etmesi gerekmektedir. Kollektif sorumluluk anlayışına dayalı, sosyal risk adı verilen ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.
Terör olaylar denilen eylemlerin Devlete yönelik olduğu, devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçladığı, bu tür olayların zarar gören kişi ve kurumlara karşı kişisel husumetten ileri gelmediği bilinmekte ve gözlenmektedir.
Sözü edilen eylemler nedeniyle zarara uğrayan, terör eylemlere her hangi bir şekilde katılmamış olan kişiler kendi kusur ve eylemleri sonucu değil toplumun içinde bulunduğu sosyal kargaşadan zarar görmektedirler. Kısaca zararın nedeni toplumun bireyi olmaktır. Belirtilen şekilde ortaya çıkan zararların özel ve olağan dışı nitelikleri dikkate alınıp nedensellik bağı aranmadan, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece yukarıda açıklanan sosyal risk ilkesine göre tazmini gerekir. Esasen terör olaylar sonucu ortaya çıkan zararların idarece tazmini böylece topluma pay edilmesi hakkaniyet gereği olduğu gibi, sosyal devlet ilkesine de uygun düşecektir.
Olayda da, dava ve temyiz dosyasındaki belgelerin incelenmesinden eylemin yasadışı bir örgütün elemanlarınca devletin ve ülkenin bütünlüğüne yönelik yaygın terör faaliyetlerinin bir parçası olarak gerçekleştirildiği ve kamu inşaatının bombalanması sonucu zararın meydana geldiği, davacıya yönelik kişisel bir husumetten doğmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla uyuşmazlık konusu olayda idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmasa bile, niteliği belirtilen terör eylemi nedeniyle ortaya çıkan olağandışı bireysel zararların sosyal risk ilkesi gereği idarece tazmini gerekmektedir.
Ancak olay tarihinde işin … Anonim şirketinin müteahhitliği altında ve davacı şirketin taşeronluğu ile sürdürülmesi sebebiyle, müteahhit firmanın uğradığı zararın davacı şirkete ödenme olanağı olmadığından, eylem sebebiyle davacı şirketin kişisel bir zararının bulunup bulunmadığının gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle araştırılıp saptanması, sigorta şirketince ödenen hasar bedelinin, hakedişlerin ve varsa başka ödemelerin yapılarak zararın bir kısmının giderilip giderilmediğinin de belirlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, ... İdare mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının belirtilen gerekçelerle bozulmasına, dava dosyasının yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.