11. Hukuk Dairesi 2015/5028 E. , 2016/1896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2014 tarih ve 2014/982-2014/569 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23/02/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı .... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın ... Şubesi"nde döviz hesabının bulunduğunu, davalı ...bank A.Ş"nin ... Şube Müdürü ..."nın, müvekkili dahil çok sayıda banka mudisinin hesaplarında hesap sahiplerinin bilgisi ve talimatı dışında sahte imzalarla suç teşkil eden hukuka aykırı bankacılık işlemleri yaptığını, müvekkilinin hesabından 200.000 USD"nin ... tarafından sahte ve ileri bankacılık işlemleri ile zimmetine geçirildiğini ve bu sanık hakkında kamu davasının açıldığını ileri sürerek müvekkilinin hesabından çekilen 200.000 USD"nin çekildiği 03/02/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının 1 yıllık USD mevduatına uyguladığı en yüksek mevduat hesabı ile birlikte davalı banka ile parayı çeken ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, öncelikle ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, paranın, dava konusu işlemlerle firma hesabından çekildikten sonra firmanın ortaklarının ve yetkililerinin hesaplarına gönderildiğini, bu bedellere hesap sahipleri tarafından itiraz edilmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı bankanın ... şubesindeki hesabından 08/08/2008 tarihinde 75.000 USD, 09/09/2008 tarihinde 100.000 USD, 03/12/2008 tarihinde 25.000 USD çekildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, nitekim davalıların da paranın çekilmediğini değil çekilen bu paranın şirket yetkilisi ya da ortağının hesabına yatırıldığını savunduğu, 09/09/2008 tarihinde çekilen 100.000 USD"nin 50.000 USD"lik bölümünün aynı gün ..."nin ... nolu hesabına yatırıldığının, kalan 50.000 USD"nin de aynı gün ...in hesabına yatırıldığının teftiş kurulunun ve bilirkişi heyetinin raporundan anlaşıldığı, her ne kadar davacı şirketin bir tüzel kişilik olup, tüzel kişinin yetkili kişisi olmaksızın ve bu yönde bir talimat vermeksizin bu paranın şirket hesabından çekilip yetkili ya da ortakların hesabına yatırılması mümkün değil ve davalı bankanın davacı şirkete karşı sorumluluğunu bertaraf etmeyecek durumda ise de, bilirkişi heyeti raporunda davacı şirket ortak ve müdürünün kendi hesaplarından geçen meblağ ile ilgili örtülü onay verdiği belirtilmek suretiyle bu paranın davalı bankadan tahsilinin mümkün olmadığını bildirdiği, davacı vekilinin de 03/06/2013 tarihli kök rapora beyan dilekçesinde raporun hüküm kurmaya elverişli, yargısal denetime olanak sağlayacak şekilde olduğunu ve bilirkişi raporuna uygun karar verilmesini istediği, raporun davacı taraf açısından bu haliyle kesinleşmiş olduğu, 08/08/2008 tarihinde çekilen 75.000 USD ve 03/12/2008 tarihinde çekilen 25.000 USD"nin davacı şirket hesabından çekildiği, bu yönde şirket yetkililerin bir talimatı olmadığı, dekontlardaki imzaların ise şirket yetkililerine ait olmadığı, davalı banka vekili bu paranın da şirket ve yetkili ortakların hesabına yatırıldığını bildirmiş ise de buna ilişkin bir belge sunamadığı gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılmış dava atiye bırakılmış olduğundan esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açılmış davanın kısmen kabulüne, 100.000 USD"nin temürrüt tarihi olan 03/02/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık USD mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödeme tarihindeki efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalı ..."den alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı banka nezdinde bulunan döviz hesabından herhangi bir talimat olmaksızın rıza dışında 200.000 USD"nin alındığını ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dosya kapsamından, davacı tarafın talep ettiği 200.000 USD tutarındaki paranın, 08/08/2008 tarihinde 75.000 USD, 09/09/2008 tarihinde 100.000 USD ve 03/12/2008 tarihinde de 25.000 USD olmak üzere üç işlem ile davacının hesabından çekildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, 09/09/2008 tarihinde davacının hesabından çekilen 100.000 USD"nin 50.000 USD"lik bölümünün aynı gün ... isimli şirket ortağının hesabına yatırıldığı, kalan 50.000 USD"nin de aynı gün yine şirketin diğer ortağı ..."in hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunca bu işlemlerin yasal olmadığı ve davalı bankanın davacı şirkete karşı sorumlu bulunduğu açık ise de, bunun örtülü onay olarak nitelendirilebileceği belirtilmiş, keza davacı taraf da rapora bu yönden itiraz etmemiş, mahkemece de bu talep reddedilmiştir.
Dava konusu edilen 200.000 USD"nin diğer kısmı olan 75.000 USD ve 25.000 USD"lik çekimlere yönelik belirlemelerde ise, 08/08/2008 tarihinde çekilen 75.000 USD ve 03/12/2008 tarihinde çekilen 25.000 USD"nin davacı şirket hesabından çekildiği, bu yönde şirket yetkililerin bir talimatı olmadığı, dekontlardaki imzaların ise şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Yani davacı şirketin hesabından kabul edilen tutar kadar para sahte evrak ile çıkmıştır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 08/08/2008 tarihinde çekilen 75.000 USD"nin aynı gün ..."nin hesabına, yine aynı gün içinde de Hayattin Dede hesabına aktarıldığı, 03/12/2008 tarihinde çekilen 25.000 USD"nin aynı gün Orhan Dede isimli kişinin hesabına yatırıldığının belirlenmiş olması karşısında, mahkemece, davalı tarafın, davacı şirketin hesabından çekilen bu miktarların davacı şirketin ortaklarının ticari ilişkide bulunduğu kişiler ile davacı şirketin ortaklarının akrabalarının hesaplarına aktarıldığı savunmalarına değer verilip araştırılmaması yerinde olmadığı gibi, yine davacı şirketin hesabından daha önce de aynı şekilde çekilen paralara bir itirazının bulunmaması ve dava konusu ettiği 100.000 USD"lik kısmı da kabullenmiş olması hususlarının, davacı şirketin bu para çekilmesine de rıza gösterip göstermediğinin tartışılmaması doğru bulunmamıştır. Öte yandan, davacı şirketin de müşteki olduğu ceza yargılamasında işbu dava konusu miktarların bulunup bulunmadığı, çekildiği ileri sürülen miktarların akıbetinin ne olduğu hususlarında bir inceleme yapılmadığı gibi ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılmamıştır.
Bu itibarla mahkemece, davacı şirketin hesabından çekilen 75.000 USD ile 25.000 USD"nin şirket hesabından çekildikten sonra kimlerin hesabına yattığı, bu işlemlerin bir nedeninin bulunup bulunmadığı, hesaplarına para yatan kişilerin davacı şirket ile bir ilişkilerinin bulunup bulunmadığının davacı şirketin bu işlemlere icazet verip vermediği noktasında tartışılması, ayrıca ceza yargılamasında; dava konusu edilen miktarların da yargılama konusu olup olmadığının saptanması, ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi ve davacı şirketin yine aynı şekilde hesabından çekilen paralara bir itirazda bulunmaması ile dava konusu işlemlerden sonra işlemler varsa, bu tür işlemlere neden karşı çıkılmadığı hususlarının da davacı şirketin bu para çekimlerini benimseyip benimsemediği noktasında tartışılarak bir sonuca ulaşılması gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı banka vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı banka yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı bankaya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.