Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1825 Esas 2017/4938 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1825
Karar No: 2017/4938
Karar Tarihi: 18.09.2017

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1825 Esas 2017/4938 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu kararda tutuklu sanık, silahlı terör örgütüne üye olma suçuyla mahkum edilmiştir. Ancak kararın temyiz edilmesi sonucunda, sanık lehine bazı hukuka uygun olmayan uygulamalar tespit edilmiştir. Bunlar şunlardır:
1. Sanığın duruşmaya çağrılması, çağrı kağıdının tebliği ile duruşma günü arasında en az bir haftalık süre bulunması gereklidir. Bu süreye uyulmamış ve sanığa hatırlatılmamıştır.
2. Tutuklu sanığın kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiinin yardımından yararlanması zorunlu bir hükümdür. Ancak sanığın müdafii görevlendirilmemiştir.
3. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yanlış yazılması gibi uygulamalar yapılmıştır.
Bu nedenlerle, temyiz itirazları uygun görülen karar BOZULMUŞTUR. Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: TCK'nın 314/2, 53, 58/9, 62, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri.
16. Ceza Dairesi         2017/1825 E.  ,  2017/4938 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 62, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri gereğince mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    1- Tutuklu sanığın duruşmaya çağrılması, bulunduğu ceza infaz kurumu katibi veya bu işle görevlendirilen personel tarafından duruşma günü bildirilerek iddianamenin tebliği ve bu hususun tutunağa bağlanması suretiyle yapılır. Çağrı kağıdının tebliği ile duruşma günü arasında en az bir haftalık süre bulunması gereklidir, bu süreye uyulmamış ise sanığa duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğu hatırlatılmalıdır. Sanık süre talep etmeyip rızası ile savunma yapacağını beyan etmesi halinde savunması alınacaktır. İddianame tebliği ile savunma arasında bir haftadan az süre bulunan sanığa, süre isteme hakkı da hatırlatılmadan CMK’nın 176 ve 192. maddelerine aykırılık oluşturmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması;
    2- Tutuklu yargılanan sanığın kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiinin yardımından yararlanması CMK’nın 101/3 maddesinin emredici hükmü olmasına rağmen müdafii görevlendirilmeyerek, müdafiinin yokluğunda karar verilmesi,
    3-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “05.09.2016” yerine “04.11.2016” olarak gösterilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 18.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.