Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1154
Karar No: 2019/5142
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1154 Esas 2019/5142 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/1154 E.  ,  2019/5142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile vekili Av.... gelmiş, başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı ile aralarındaki akdedilen bayilik sözleşmesi ile davalıya 23.05.2005 tarihli ve bir yıl süreli 50.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, Rekabet Kurulu kararı gereğince en son imzalanan 15.11.2006 tarihli bayilik sözleşmesinin 24.10.2011 tarihinde feshedildiğini, bayilik sözleşmesi gereği tüm yükümlülüklerin yerine getirildiği halde teminat mektubunun iade edilmediğini ve davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek teminat mektubundan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında ilk önce 23.06.2003 tarihinde 3 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını ve davacıdan 23.05.2005 tarihli teminat mektubu alındığını, bayilik ilişkisi devamında taraflar arasında 15.11.2006 tarihinde bu kez 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzaladığını, davacının aynı tarihli asgari alım taahhüdü ve cezai şart anlaşması gereğince taahhütlerini yerine getirmediğini ve davalının cezai şart alacağının bulunduğunu, davacının bu sözleşmeyi 24.10.2011 tarihinde feshettiğini ve 15.11.2011 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzaladığını bu sözleşme gereği hiç alım yapılmadığından yapılan asgari alım taahhüdü ve cezai şart anlaşması gereği alacağının bulunduğunu, teminat mektubunun davacının sözleşmeden kaynaklı tüm borç ve cezai şartların teminatı olarak verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle verilen yetkisizlik kararı davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 2013/1548 esas ve 2013/8338 karar ve 07.05.2013 tarihli bozma kararına uyularak yetkili mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davacının davalı ile 15/11/2006 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesi imzalanırken 15/11/2011 tarihli sözleşmenin kendisine ikinci dönem için ileri tarihli olarak imzalatıldığı iddasını ispatlayamadığı ve 15.11.2011 tarihli sözleşmedeki imzanın davacı tarafından inkar edilmediği,davacının akaryakıt alımından kaynaklı olarak davalıya cari hesap borcu bulunmadığı ancak bayilik sözleşmesi gereği imzalanan asgari alım taahhüdü ve cezai şart anlaşması gereği cezai şart borcunun bulunduğu, teminat mektubunun sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacaklarının da teminatı olarak verildiği, davalı tarafından sunulan belgeler ile de teminat mektubunun süresinin muhatap banka tarafından 15.11.2011 tarihinden sonra da uzatıldığı ve davalının süresi içerisinde tahsil talebinin de bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin teminatı olarak, dava dışı banka tarafından davacının borçlarının ödenmesini garanti eden 23.05.2005 tarihli 50.000 TL’lik ve bir yıl süreli olup sürekli tarihi yenilenerek en son 23.05.2012 tarihine kadar geçerli olan ve davalı tarafından 23.05.2012 tarihinde tazmini talep edilen teminat mektubundan dolayı açılmış bir menfi tespit davasıdır.
    Teminat mektubu metninde tazmin talebinin mektubun geçerli olduğu süre içinde yapılması şart koşulmuş olup,davalı da mektubun geçerli olduğu son gün olan 23.05.2012 tarihinde tazmin talebinde bulunmuştur.
    Taraflar arasında bayilik ilişkisi 23.06.2003 tarihinde üç yıllık sözleşme ile başlamış, teminat mektubu da 23.05.2005 tarihinde bu sözleşme kapsamında verilmiştir.Taraflar arasında daha sonra 15.11.2006 tarihli beş yıllık sözleşme imzalanmış,bu sözleşme davacı tarafından süre bitiminden önce 24.10.2011 tarihinde yenilenmeyeceği belirtilerek feshedilmiş ise de taraflar arasında 15.11.2011 tarihinde yeni bir sözleşme imzalanmıştır.Davacı bu yeni sözleşmenin de ilk sözleşme ile birlikte davalı tarafından hile ile imzalatıldığını iddia etmiş ise de bu durumu ispatlayamamıştır.
    Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalının davacıdan dava konusu teminat mektubu ile teminat altına alınmış hususlardan sadece cezai şart alacağının oluştuğunu, davalının başkaca bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır.Ancak bilirkişinin cezai şart alacağı ile ilgili hesaplaması doğru değildir. Çünkü taraflar arasındaki sözleşmede yer alan asgari alım taahhüdü ihlaline bağlı cezai şart alacağı ifaya ekli bir cezai şart olup,davalı ihtirazi kayıt koymaksızın akaryakıt satışına devam ettiği sürece önceki yıllara ait cezai şart talebinden vazgeçmiş sayılır.
    Yine taraflar arasındaki 15.11.2006-15.11.2011 tarihli 5 yıllık sözleşmenin bitmesinden ve bu sözleşmenin yenilenemeyeceğinin davacı tarafından noter ihtarı ile bildirilmesinden sonra taraflar arasında 15.11.2011 tarihli yeni bir bayilik sözleşmesi imzalanmış davalı bu sözleşmeyi imzalarken önceki 5 yıllık sözleşmenin son yılına ilişkin cezai şart alacağını saklı tutmamış olup davalının önceki sözleşmeden dolayı talep edebileceği cezai şart alacağı bulunmamaktadır.
    15.11.2011 tarihli sözleşmenin 1. yılı 15.11.2012 tarihinde dolacak olup davacının asgari alım taahhünü ihlal edip etmediği de 15.11.2012 tarihinde belli olacaktır. Davalı bu bir yıllık süre dolmadan 23.05.2012 tarihinde tazmin talebinde bulunduğu için tazmin tarihi itibariyle davalının ikinci sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir cezai şart alacağı yoktur.
    Sonuç olarak, davacının davalıya mektubun tazmin tarihi itibariyle hiç bir borcu olmadığından davalının tazmin talebi haksız olup mahkemece dava konusu mektuptan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ret kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi