4. Hukuk Dairesi 2021/3122 E. , 2021/1507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 17/01/2018 tarih, 2018/İHK-305 sayılı davacı tarafın itirazının reddine dair kararın , süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Başvuran(davacı) vekili;davalı ... nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucu 27/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını,maluliyeti nedeniyle sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ,bakiye tazminat ödenmesi için yapmış oldukları başvurunun reddedildiğini, beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000,00 TL bakiye maluliyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf(davalı) vekili;müvekkili şirket tarafından, başvurana 08/05/2017 tarihinde 227.784,17 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğu kalmadığını beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 06/11/2017 tarih, 2017.E.36686 -2017/54782 Karar sayılı Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı ile; sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sırasında uygulanan hesaplama yönteminin Yeni Genel Şartlara uygun olarak yapıldığı, davacı tarafından talep edilen şekilde hesap yapılmasının Yeni Genel Şartlar uyarınca mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 17/01/2018 tarih, 2018/İHK-305 sayılı kararı ile; davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 06/11/2017 tarih, 2017.E.36686 -2017/54782 Karar sayılı kararına yaptığı itirazın reddine, karar verilmiş, itiraz hakem kararı davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile bakiye maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, maluliyeti nedeniyle sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek bakiye maluliyet tazminatı talebinde bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacının bu talepleri konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmaksızın,davalı ... şirketinin,başvuru sonrası ödemeye esas olarak düzenlemiş olduğu raporun doğru olduğu, davacının talebi doğrultusunda PMF yaşam tablosu kullanılarak hesap yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş,davacı vekilinin bu yöndeki itirazları da reddedilmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nun 266 ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa"dan alınan
1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi"nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu"na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Ancak; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödeme sırasında düzenlenen ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen 20/04/2017 tarihli aktüer raporunda; 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi"nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK"nun 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, İHH tarafından hükme esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için,öncelikle kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine uygun bir şekilde maluliyet oranı belirlenerek, TRH 2010 Tablosu"na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması;davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle,zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması; daha sonra, ödeme ile ödenmesi gereken miktar arasında fahiş fark olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Fahiş fark olduğunun tespiti halinde ise, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri hesaplanan güncel tazminattan düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi için,konusunda uzman bilirkişiden gerçek zarar miktarı konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.