9. Ceza Dairesi 2020/5882 E. , 2021/837 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Mahkumiyet
Dosya incelendi;
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kamu davaları açıldığı, Hazinenin bu suçun mağduru olduğu, yargılama aşamasında dava ve duruşmalardan haberdar edilen Hazinenin 26/02/2015 havale tarihli ve 17/06/2015 tarihli dilekçeleri ile katılma iradesini ortaya koyduğu anlaşılmakla katılma talebinin Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 237/2, 260. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kabulüne, sanık ... müdafiin hükmolunan sonuç ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına, temyiz dilekçelerinin kapsamına göre, katılan Hazine vekilinin vekalet ücretine, sanıklar müdafiilerinin sanıklar haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu nazara alınarak, incelemenin söz konusu temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1- Sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, sanık hakkında kurulan hükümde Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddesi uyarınca takdiri indirim yapılması sırasında hesap hatası sonucu sonuç hapis cezasının ""4 yıl 4 ay 15 gün" yerine ""3 yıl 16 ay 15 gün" şeklinde eksik ceza tayini hususu aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında mahkumiyet hükümleri kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine karar verilmemesi,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının B-7 no"lu bendinde yer alan “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” ibaresinin çıkartılmasına, B-10 no"lu bendinden sonra gelmek üzere hüküm fıkrasına “Katılan Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.500 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA ,
2- Sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında aynı suçtan açılmış Samandağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/401 Esas sırasında kayıtlı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak, TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a) Kurulan hükümlerde Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddesi uyarınca indirim yapılması sırasında hesap hatası sonucu ""4 yıl 4 ay 15 gün" hapis cezası yerine ""3 yıl 16 ay 15 gün" şeklinde eksik ceza tayini,
b) Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
c) Türk Ceza Kanunu"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafi ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 321. ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.