10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10273 Karar No: 2017/103 Karar Tarihi: 16.01.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/10273 Esas 2017/103 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/10273 E. , 2017/103 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hak sahibi konumundaki davalının boşandığı eşiyle fiili birlikteliğine devam etmesi nedeniyle yersiz ödenen ölüm aylığının tahsili talebine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkında verilen boşanma kararı 15.09.2008 tarihinde kesinleşen davalıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca kesildiği anlaşılmakta olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiştir. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Mahkemece, uyuşmazlık konusu boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince araştırılarak karar verilmediği, eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.Eldeki davada, davalının ve boşandığı eşinin boşanmadan sonra ikamet etikkleri adreslerde etraflıca mahalli zabıta marifetiyle dava konusu dönemde, kimlerle yaşadıkları, eşlerin birlikte yaşamının olup olmadığı hususlarının araştırılması, keza dosyada mevcut mahalli zabıta araştırmasının yetersiz olduğu,davalı ve eşinin medula kayıtlarının getirtilerek dava konusu dönemdeki medula adreslerinin tespiti ile tüm bu delillerin değerlendirilmesi neticesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmektedir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, davacı talebinin tahkiki ve işin esası incelenmek suretiyle araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.