16. Hukuk Dairesi 2020/1917 E. , 2021/1761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
...,...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 15 nolu parsel sayılı 1.275,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kayıtlarına dayanarak, taşınmazın Hazineye ait yerlerden olduğu iddiasıyla, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli parsel 107 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, Hazine tapuları taşınmazın sınırlarını okumadığından ve uygulanamadığından davanın ispat edilemediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Hazine tapularının uygulanması yetersiz olduğu gibi, tespitte uygulanan 11.05.1988 tarih ve 20 sıra numaralı tapu kaydı tüm tedavülleri getirtilmemiş, mahallinde yapılan keşifte hiç uygulanmamış ve kapsamı belirlenmemiştir. Öte yandan, çekişmeli taşınmazın yüzölçümü 1.275,51 metrekare, tespite esas tapu kaydının miktarı 700 metrekare olduğu halde, kayıt miktar fazlası yönünden 3402 sayılı Kadasto Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Keşifte dinlenen jeoloji mühendisi taşınmazın sınırındaki zap suyu ile kot farkının yaklaşık 50-60 cm olduğu, zap suyu yükselince zarar verebileceği, set duvar yapılması ile kullanılabilir hale getirileceği ve alanın bir kısmının dere yatağı olduğundan söz eden jeolog raporu ve tek ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen ve taşınmazın taşlık ve tarıma elverişsiz olduğunu belirten zirai apor yeterli olmamakla birlikte, bu raporları esas alan mahkemenin taşınmazın özel mülkiyete elverişli olduğu yönündeki kabulünün neye dayandığı anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, kadastro tespitinde taşınmaza uygulandığı anlaşılan 11.05.1988 tarih ve 20 sıra numaralı ve Hazinenin dayandığı 07.05.1950 tarih, 541 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritaları, taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulmalı; bundan sonra mahallinde, yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, 3 kişilik jeolog, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile tarafların dayandıkları tapu kayıtları zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilere tek tek sınırları göstertilmeli, yerel bilirkişilerin bilemedikleri sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişisinden tapu kayıtlarının hudutlarını ve kapsamlarını gösterir ayrıntılı ve krokili rapor alınmalı, ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimin tarafından ne şekilde ve hangi süre ile kullanıldığı sorulup saptanmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve yerel bilirkişi tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanak kayıtları ile denetlenmeli; jeoloji mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın nehir yatağı olup olmadığı yönünde; ziraatçi bilirkişi kurulundan ise, taşınmazın niteliği, eğimi, tarıma elverişli yerlerden olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarında somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın değişik açılardan çekilmiş fotoğrafları rapora eklenmeli ve bu fotoğraflarda taşınmazın sınırlarının kabaca işaretlenmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmaz bölümünün konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; tespite esas tapu kaydının aşınmaza uyduğunun belirlenmesi halinde kayıt miktar fazlası yönünden, tapu kaydının uymaması halinde taşınmazın tamamının zilyetlikle mülk edinmeye elverişli yerlerden olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenilmek suretiyle aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, davacı Hazinenin dava dilekçesine eklediği ecrimisil belgeleri araştırılarak davalı tarafın ecrimisil ödeyip ödemediği, ödemiş ise zorla mı yoksa rızası ile mi ödediği hususları araştırılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.