20. Ceza Dairesi 2019/8026 E. , 2020/976 K.
"İçtihat Metni"İtiraz Edilen Daire Kararı : Dairemizin 11.11.2019 – 2018/ 3829 E- 2019/ 6055 K sayılı ilamı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı: İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.05.2017 – 2016/ 245 E- 2017/ 443 K sayılı ilamı
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 17.05.2017 gün, 2016/ 245 esas ve 2017/ 443 karar sayılı karar ile sanık ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191/1, 62, 50/1-a, 52/2 maddeleri gereğince sanığın 6.000,00.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hüküm sanık tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 11.11.2019 tarih, 2018/3829 esas ve 2019/6055 karar sayılı ilamı ile, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında;
""İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/05/2017 tarih ve 2016/245 Esas 2017/443 Karar sayılı sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçlamasından TCK 191/1, 62, 50, 52 maddeleri uygulanarak hükmedilen 6.000,00.-TL adli para cezasına dair mahkumiyet hükmü sanığın süresinde temyiz istemi üzerine yüksek Yargıtay 20. Ceza Dairesince incelenmiş ve aşağıdaki şekilde bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın dava konusu olan bu suçu daha önce işlediği başka bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği yalnızca Adli sicil kaydı ve İzmir Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünden sorulduğu, Cumhuriyet Başsavcılıklarından, UYAP kayıtlarından, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüklerinden yeterince araştırılmadan eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
2- Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa denetim planının 01.08.2011"de tebliğ edilmesine rağmen 04.10.2011"deki rehber görüşmesine gelmemesi üzerine 31.10.2011"de uyarıldığı, sanığın 24.11.2011"deki görüşmeye geldiği fakat bu kez 25.01.2012"deki randevusuna da gitmeyerek ikinci kez ihlalde bulunması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk uyarıya uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 11.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
Yerel mahkemenin temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği görüşü ile yüksek Dairenin kararına aşağıda arz ettiğimiz nedenlerle CMK 308. maddesi kapsamında itiraz ediyoruz.
İTİRAZ NEDENLERİ:
6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden önce işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından dolayı verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uyarınca, bu tedbire uyulmaması halinde, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce bu hususta ikinci bir tebligat yapılmasına gerek bulunmadığına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02/05/2019 tarihli ve 2018/172 esas, 2019/373 karar sayılı ilamı dikkate alınarak ve ayrıca adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan ve bu tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından;
Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki yüksek Daire kararı usul ve yasalara aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM:
Yüksek Dairenizin itiraza konu 11.11.2019 tarih ve 2018/3829 esas 2019/6055 karar sayılı ilamının CMK 308/2-3 maddesi kapsamında itirazımıza binaen incelenmesi ve yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA karar verilmesi,
İtirazımızın yerinde görülmeyip reddi halinde yukarıda arz ettiğimiz itiraz nedenlerimizin bir kez de CMK 308/1-3 maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunca tartışılması ve ilamın talebimiz doğrultusunda BOZULMASI için dosyanın YÜKSEK YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA tevdii itirazen arz ve talep olunur." şeklinde talepte bulunmuştur.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu"na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 6352 sayılı Kanun"la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanun"un yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR :
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının yerinde görülmediğine,
2-5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.