Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3319 Esas 2016/1566 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R


Davacı vekili 15.03.1999 tarihli dava dilekçesi ile, ... ilçesi, ... köyünde kain sınırları bildirilen yaklaşık 2,5 dönüm taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, imar ve ihyasının tamamlandığını, 20 yılı aşkın süredir davacı tarafından zilyet edildiğini belirterek, taşınmazın TMK’nın 713. maddesi uyarınca müvekkili adına tescilini talep etmiştir
Mahkemece davanın kabulüne dair kararın ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Diaresinin 10.07.2003 tarih ve 2002/4898 - 5151 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir
Hükmüne uyulan Yargıtay ilâmında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme noksandır; bilirkişiler tarfından düzenlenen 30.05.2001 tarihli müşterek raporda; taşınmazın dava dilekçesinde belirtilen ve dava konusu taşınmazın bitişiğinde olan 1598 parsel sayılı taşınmaza göre konumunun gösterilmesi, bu sebeple yeniden keşif yapılarak taşınmazın 1598 parsel sayılı taşınmaza kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, bilirkişi raporunda dava konusu alanın 55 numaralı orman içi açıklık olduğu belirtildiğine ve Orman İdaresi tarafından gönderilen krokide taşınmazın 4 tarafının ormanlık alanla çevrili olduğu anlaşıldığına göre orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağının tartışılıp değerlendirilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre hüküm kurulması, taşınmazın Yalı... Belediyesi sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması halinde ise, davanın Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerekir” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olduğu ve zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından esasa; davalılardan ... tarafından ise, vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1964 yılında seri bazda orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1985 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamaları 30/10/1987 tarihinde ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1970 yılında yapılmış ve 20/02/1971 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ... ve davalılardan ...ne ayrı ayrı yükletilmesine 11/02/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.