Esas No: 2022/1740
Karar No: 2022/8179
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/1740 Esas 2022/8179 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2022/1740 E. , 2022/8179 K."İçtihat Metni"
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında "dolandırıcılık" suçundan .... 15.Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda verilen 25.04.2013 tarih ve 2013/2 Esas, 2013/141 Karar sayılı hüküm ile; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında; 05.11.2012 tarihinde katılan ...'a yönelik işledikleri ileri sürülen dolandırıcılık suçundan; 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, 43/1, 158/1-son, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 9 yıl hapis ve 84.200 TL adli para cezasına, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında; 05.11.2012 tarihinde katılan ...'a yönelik işledikleri ileri sürülen dolandırıcılık suçundan; aynı Kanun’un 158/1-f, 158/1-son, 52/2, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 6 yıl hapis ve 50.000 TL adli para cezasına, hak sanıklar ... ve ... hakkında; 02.11.2012 tarihinde katılan ... Chapdelaine'ye yönelik işledikleri ileri sürülen dolandırıcılık suçundan; aynı Kanun’un 158/1-f, 158/1-son, 52/2, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 6 yıl hapis ve 32.000 TL adli para cezasına, hak yoksunluğuna ilişkin karar verilmiştir.
Mahkeme tarafından verilen bu hükümler süresi içerisinde sanıklar ..., ... ve müdafiileri ile sanık ... müdafiince temyiz edilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelmesinden sonra 09.09.2013 tarihli tebliğname ile sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin onanması istenmiş olup, Dairemizin; 16/04/2014 gün ve 2013/28558 Esas, 2014/7430 Karar sayılı kararı ile bu sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verdiği; sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin bu sanık ve müdafiince temyiz edilmesinden sonra dosya tekrar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelmiş olup, 18.01.2016 tarihli tebliğname ile yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine dair veridği 03.06.2014 taraihli ek karara yapılan itirazın reddi ile ek kararın onanması istenmiş, Dairemiz ek kararı kaldırarak yaptığı temyiz incelemesi sonunda; 28.04.2016 gün ve 2016/2192 Esas, 2016/3601 karar sayılı ilamı ile sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verdiği anlaşılmıştır.
Dairemizin anılan kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 gün, 2021/120154 sayılı yazılarında;
“ .....
İtiraz nedenleri: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin TCK'nın 158/1-f maddesindeki "nitelikli dolandırıcılık" suçunu mu? yoksa 157/1.maddesindeki "dolandırıcılık " suçunu mu? oluşturduğu noktasında toplanmaktadır.
02/11/2012 tarihinde katılan ... 'nin kullandığı ... numaralı telefonunun aranılarak kendilerini komiser olarak tanıtıp, katılanın kişisel bilgilerinin PKK terör örgütü tarafından ele geçirildiği, bankalarda açılan hesaplar ile örgüte yardım yapıldığının tespit olunduğu söylenilmesinden sonra, katılanın inanmaması üzerine katılanın eşinin 155 polis imdat telefonundan aranacağının beyan edildiği, kısa bir süre sonra katılanın eşine ait olan ... numaralı cep telefonunun 0155 numaralı telefon ile arandığı, katılanın arayan kişinin polis olduğuna ikna edildiği, katılandan banka yolu ile para göndermesi talimatı verilmesi üzerine, katılanın aynı gün Akbank Bahariye Şubesinden ... Akbank ... Şubesi nezdinde sanık ... adına 16,000 TL havale yaptığı; 05/11/2012 tarihinde katılan ...'ın kullandığı ... numaralı telefonun aranılarak, ... savcısı ... olarak tanıtıldığı, kimliğinin PKK tarafından kullanıldığı, bankada bulunan hesapları ile PKK'ya yardım edildiği, bankacıların da olayın içinde bulundukları, bu şahısları yakalamak için havale yapması gerektiği söylenilerek, katılanın inanmaması üzerine seni polise arattıracağız denildiği, bir süre sonra katılanın telefonunun 0000155 numaradan aranması üzerine katılanın karşısındaki kişinin savcı olduğuna kanaat getirmesi ile ... TEB bankası şubesinden sanık ... adına 12,400 ve 29,790 TL olmak üzere toplam 42,190 TL para yatırdığı, dolandırıldığını anlayan katılanın, sanıkları yakalatmak amacıyla 10,000 TL daha gönderdiği; 05/11/2012 günü katılan ...'ın kullandığı ... numaralı telefonun aranılarak katılana kendisini ... Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polis memuru olarak tanıttığı, bankadaki parasının PKK tarafından yönetildiği, banka memurlarının da işin içinde oldukları, yakalamak için bankadaki parayı savcıya havale ettiğinde kimin kullanmak istediğinin belirlenebileceği ve durumdan kimseye bahsetmemesi gerektiğinin söylenildiği, telefonun arka fonundan polis telsiz seslerinin gelmesi nedeniyle muhatabının polis olduğuna inanan katılanın Garanti Bankası ... Şubesinden, sanık ... adına Garanti Bankası... Şubesine 24,685 TL gönderdiği somut olaylarda; sanıkların eylemlerinin, sözkonusu bankaların araç olarak değil de "ödeme vasıtası" olarak kullanılmasından dolayı, TCK'nın 157. maddesindeki dolandırıcılık suçunu oluşturduğu değerlendirilmiş olup, TCK'nın 158/1-f maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, hakkındaki hükümler itiraz konusu edilen sanık ...'un, Daire'nin onama kararından sonra, 27/11/2018 tarihinde öldüğünün UYAP'tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu düşüncesiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.” görüşü belirtilmek suretiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur. Dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği düşünüldü;
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
5271 sayılı CMK'nın 6352 sayılı Yasa'nın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede;
1-)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ KABULÜNE,
2-)Dairemizin 16/04/2014 gün ve 2013/28558 Esas, 2014/7430 Karar sayılı kararının (I) kısmı olan; sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin ve sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ... ve ...'ye yönelik eylemleri nedeniyle verilen mahkumiyet hükümlerinin onanması kararı ve 28.04.2016 gün ve 2016/2192 Esas, 2016/3601 karar sayılı sanık ... hakkında düzeltilerek onama kararlarının kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde tanımı yapılan dolandırıcılık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254.maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıklar ..., ... ve ...’ın hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-UYAP'tan alınan nüfus kaydına göre, sanık ...’un 27.11.2018 tarihinde öldüğünün belirtilmiş olması karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 223/8 ve TCK'nın 64/1. maddeleri uyarınca sanığın öldüğünün anlaşılması hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde zorunlululuk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekili ile sanıklar müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.