15. Hukuk Dairesi 2016/5500 E. , 2018/695 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, işlemiş faiz ve ihtar gideri için giriştiği ilâmsız icra takibine davalıların yaptığı itirazın iptâli ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılar ile arasında; kendisine ait yatın iç dekorasyonu yapılması ile bir kısım malzemelerin yenilenmesine ilişkin eser sözleşmesi bulunduğunu, davalıların işi yapmadığı gibi bir kısım malzemeleri alı koyduğunu, 7.489,69 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı karşı davacı, davacıyla 7.000,00 TL işçilik bedeli üzerinden anlaştıklarını davacının 3.000,00 TL ödediğini, bakiye 4.000,00 TL ile 726,00 TL malzeme bedeli ve 136,17 TL ihtarname bedeli alacağı olduğunu, davacının davasının reddi ile karşı davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece her iki davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK"nın 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan
....
hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur." Bu unsurları taşımayan bir gerekçe, görünüşte gerekçe olup, yasada belirtilen unsurlara uygun yasayolu denetimini mümkün kılan gerçek anlamda bir gerekçe değildir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece dava ve karşı davanın reddine karar verilmiş ise de hükmün gerekçesinde, dava ve karşı davanın hangi gerekçelerle red edildiği anlaşılır ve denetime elverişli şekilde anlatılmamıştır. Bu durumda verilen karar HMK"nın 297/1-c maddesindeki unsurları içermediğinden verilen karar bu maddenin ihlali niteliğindedir. Gerekçeli kararın kanundaki unsurları içermemesi adil yargılanma hakkına ve bu kapsamda kalan gerekçeli karar isteme hakkına aykırıdır. Kanun"un emredici düzenlemesine uygun biçimde, yeterli unsurları ve görünürde değil gerçek gerekçe içeren, böylece tarafların adil yargılanma hakkını ihlâl etmeyen, temyiz denetimine elverişli bir karar verilmek üzere, kararın bozulması uygun bulunmuş ve bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....