Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/8099 Esas 2020/6717 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/8099
Karar No: 2020/6717
Karar Tarihi: 15.06.2020

Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/8099 Esas 2020/6717 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, katılanın yüzüne yumruk atarak kasten yaralama suçundan sanığın mahkum edildiği belirtilmiştir. Katılanın yaralanmaları hakkında çelişkili raporlar bulunmasına rağmen, sanığın yüzüne yumruk attığına dair tanık ifadesi bulunduğu ve katılanın yüzünde iz kaldığı beyanlarına yer verildiği ifade edilmiştir. Ancak, Adli Tıp Kurumu'na gönderilen tüm evrakların yanı sıra ayağındaki kırıkların kasten yaralama sonucu oluşup oluşmadığına dair ek bir rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nin bazı hükümlerinin iptali nedeniyle sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenlerle davanın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- CMUK'un 326/son maddesi

3. Ceza Dairesi 2020/8099 E. , 2020/6717 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılan hakkında Mudanya Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 09.06.2015 tarihli raporda "sol kaş üzerinde 2,5 cm"lik kesi, 2x2 cm"lik şişlik ve sol kulak kepçesinde 0,5 cm"lik kanamalı odak" mevcut olduğunun belirtildiği, Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 21.10.2015 tarihli raporunda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğunun bildirildiği, kurumun 23.12.2015 tarihli raporunda ise yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde olduğunun ve meydana gelen kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını (3) orta derecede etkileyecek nitelikte olduğunun bildirildiği, yüzdeki yaralanmalar ile ilgili olarak ise nitelendirilmede bulunulmadığı, katılanın hazırlıkta alınan ilk ifadesinde ayağındaki yaralanmadan bahsetmediği yine mahkemedeki beyanında yaralanma sonucu yüzünde iz kaldığını belirttiği, sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında katılanın yüzünden yaralandığını beyan ettiği, tanık olarak dinlenen ..."ın ifadesinde sanığın katılanın yüzüne yumruk attığını gördüğünü belirttiği anlaşılmakla, katılanın 21.01.2018 tarihinde vefat ettiği de gözetilerek, katılana ait tüm tedavi evrakları, varsa film ve grafileri, geçici ve kesin raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kuruluna gönderilerek, katılanda meydana gelen yaralanmanın duraksamaya yer vermeyecek şekilde yüzde sabit ize neden olup olmadığının ve ayağında meydana gelen kırıkların kasten yaralama eylemi sonucu oluşup oluşmadığının tespiti için ek rapor aldırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.