Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4680
Karar No: 2021/5
Karar Tarihi: 18.01.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4680 Esas 2021/5 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK"nın 352. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinin reddine dair verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılardan, ..."ın hamileliğini kadın doğum uzmanı doktorlardan davalılar Dr. ... ile Dr. ..."in takip ettiklerini, doğumun diğer davalı ... Sağlık Tesisleri A.Ş."ye ait ... Hastanesi"nde gerçekleştiğini ancak bebeğin sendromlu olarak dünyaya geldiğini, davalı doktorların hamilelik takip sürecinde çocuğun sendromlu olduğu konusunda davacıları uyarmadıklarını, kusurlu olduklarını belirterek; uğranılan maddi ve manevi tazminatların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir
Davalılar; davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekili tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; İlk derece mahkemesi kararının davacılar vekiline 09/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf başvurusunun iki haftalık yasal süre geçtikten sonra 24/02/2017 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle, istinaf dilekçesinin HMK"nın 352. maddesi gereğince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; madi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 345. maddesine göre; "İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar."
Somut olayda; İlk derece mahkemesinin kararında, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin 15 gün olarak belirtildiği, gerekçeli kararın davacılar vekiline 09/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği,
ve vekilin mahkemece belirtilen 15 günlük sürenin son gününde, ancak yasayla düzenlenen iki haftalık süre geçtikten sonra, 24/02/2017 tarihinde kararı istinaf ettiği anlaşılmaktadır.
Anayasanın, " Temel hak ve hürriyetlerin korunması " başlığı altında düzenlenen 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Yine 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinin "ç." bendi uyarınca da hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi zorunluluktur.
Kanun yollarına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 345 ve 361. maddelerinde düzenlenen süreler, hakim tarafından değil, kanun tarafından tayin edilen süreler olmalarına rağmen, mahkeme kararında bu sürelerin ve başvurulacak merciin belirtilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin bunları salt göstermesi yetmez; aynı zamanda doğru olarak da göstermeleri zorunludur. Yargı kararlarına başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması, hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır.
Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş; yine, taraf olduğumuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde de, herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır.
Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar, mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi de birçok kararında; başvurucuların gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceği, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında, temyiz süresinin mahkeme kararında farklı belirtilmiş olması karşısında, kanunda belirtilen süre olduğu kabul edilerek, dilekçenin reddine karar veren değerlendirmelerin, mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yorumun başvurucuların temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiği, bu açıdan kararın, başvurucuların mahkemeye erişim hakkını zedelediği sonucuna ulaşarak, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. (Anayasa Mahkemesinin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli (29757 sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan) kararı)
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilip, yerel mahkeme kararının esastan incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile, davalının mahkemeye erişim hakkını zedeleyecek şekilde, istinaf dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 18/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi