Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1856
Karar No: 2017/4897

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1856 Esas 2017/4897 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2017/1856 E.  ,  2017/4897 K.

    "İçtihat Metni"

    İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

    İtiraz edilen Mahkeme Kararı :. Ağır Ceza Mahkemesinin
    İtirazla İlgili Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısı ve ekindeki dava dosyası incelendiğinde;
    Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında İstanbul (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2013 tarih ve 2010/355-2013/198 sayılı kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın sanıklar ..., ... ve sanıklar ..., ..., ... ile müdafilerinin temyizi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama talep eden 15.09.2014 tarihli tebliğnamesi üzerine, Dairemizin 16.02.2016 tarih ve 2015/5956- 2016/964 sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dairemizin onama yönündeki bu kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK"nın 221/4. maddenin 2. cümlesi gereğince örgüt üyeliği suçundan verilen cezadan etkin pişmanlıkları dolayısıyla indirim yapılması gerektiği gerekçesi ile Dairemizin anılan eylemle ilgili olarak onama kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunulduğu anlaşılmakla,

    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası gereğince yapılan incelemede;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2017 tarihinde sayın Üye ..."ın sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK"nın 221/4-son maddesi kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle cezada indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle itirazın kabulü yönündeki muhalefeti ve oyçokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY:
    İstanbul (Kapatılan) 10. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,hakkında Silahlı terör örgütüne üye olma, Mala zarar verme, Patlayıcı madde bulundurma, Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., adlı sanıklar hakkında terör örgütüne üye olma suçundan (TCK 314/2) mahkumiyet kararı verildiği,
    Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."ın hazırlık soruşturmasında tümünün etkin pişmanlık haklarını kullanarak PKK terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve örgüt adına suç işleyen diğer örgüt üyeleri hakkında kollukta bilgi verdikleri,
    Sanıklar ..., ..., ... ve ..."nin Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri hakkında bilgi verdikleri,
    Sanık ..."ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinde döndüğü tespit edilmiştir.

    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... mahkeme huzurunda daha önce savcılık ve kollukta verdikleri ifadelerinden döndükleri iddiasıyla haklarından TCK 221/4-son cümlesi maddesi gereğince haklarında ceza indirimi uygulanması gerekirken yasal ve kanunun düzenleniş sistemine uygun olmayan gerekçe ile uygulanmaması suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi ve Dairenin de bu yasal olmayan gerekçeyi uygun görmesinden mütevellit heyetle aramızda uyuşmazlık bulunduğundan bu karşı oy kaleme alınmıştır.
    Mahkemenin, gerekçeli kararında esas olarak kollukta ve savcılıkta etkin pişmanlık hakkını kullanan ..., ..., ..., ... ve ..."ın kendi konumları ve örgüt üyeliğinden mahkum olan diğer tüm sanıkların terör örgütünün bölge yapılanmasındaki konumları işledikleri suçları ve bu suçların delillerle ilgili verdikleri bilgileri esas alarak tüm sanıkların terör örgütü üyeliğinden ve işledikleri suçlardan mahkumiyet karar verdikleri tespit edilmiştir. Dairede esas olarak sanıkların bu beyanlarını mahkumiyeti esas almıştır.
    Bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı dolayısıyla sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamındaki bilgi olduğu suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen sanıkların içinde bulundukları konum, yer ve ortam itibariyle yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri bu kişiler hakkında TCK 221/4. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulamasına engel bir durum değildir. Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulanması şartlarından biri "pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek" olduğu halde kanun koyucu TCK"nın 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık halinin uygulanması şartları arasında sadece "failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek" şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir.
    Daha önce yürürlüğe giren 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere dair Kanun yine bu Kanunun yürürlük süresinin bitmesinden sonra aynı amaçla çıkarılan 25.03.1988 tarih 3419 sayılı Kanun ve en son 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasasındaki düzenlemelerde esas itibariyle etkin pişmanlık gösteren kişilerin yeniden topluma kazandırılması amacıyla getirilen düzenlemeler olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.1991 gün ve 9/41 E. 105 K. sayılı içtihatında belirtildiği üzere; pişmanlık yasalarının çıkarılmasında yasa koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek mensup olduğu yasadışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları, işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.
    Devletler örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücade etmek için çeşitli stratjiler üretmektedir. Devletler kendi varlıklarını ve Anayasal düzenlerini tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgütün kendisini daha
    doğrusu mensuplarını kullanma yolunu denemektedir. Gerçekten suç örgütlerinin çökertilmesi mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisi bizzat örgüt mensuplarıdır. Suç örgütleri ve işledikleri suçlar hakkında bu kişilerden bilgi alınması örgüt ve örgüt mensuplarıyla daha etkin mücadele edilmesi sonucu örgütün dağılması veya zayıflatılması ve örgütün kullandığı yöntemlerinin tespit edilip buna göre önlem alınmasını sağlayacaktır. Çağımızda bilginin kullanılması en etkili yöntemlerden biridir. "Bilgi otoritenin yarısıdır" kavramından hareketle örgüt mensuplarının sadece örgütü ortadan kaldırmaları ya da örgütle irtibatlarını kesmeleri karşılığında bazen de örgüt ya da işlediği suçlar hakkında bilgi vermeleri karşılığında hiç ceza vermeme ya da indirimli ceza verme vaadi ile örgütlerin ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması amaçlanmaktadır. Diğer bir bakışla örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarını yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Bu açıklamalar ışığında kanunu düzenleme ve dosya kapsamında örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanılarak bilgi veren sanıkların verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek diğer örgüt mensuplarının mahkumiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaması hak ve nesafete uygun olmadığı gibi, gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişilerin hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararın gerekçesinde belirttiği gibi "Terör örgütlerinin insan kaynağının kurtulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişten meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatabilmesi gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması gerektiğini" belirtmiştir.
    Nitekim örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgiler vermeleri onların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin hayatlarına mâl olabilir ya da farklı istenmeyen sonuçlara mâl olabilir. Bu kişilerin her aşamada; içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında her aşamada bilgi vermeleri beklenemez. Zaten kanun koyucu TCK 221. maddesinin düzenlenmesinde pişmanlık halini öngördüğü ve öngörmediği halleri ayrı ayrı düzenlemiştir.
    Nitekim, TCK 221. maddesindeki düzenlemenin esas itibarıyla suç ve suçluyla mücadeleyi ön plana çıkarıldığı gönüllü olarak vazgeçenlerin, pişmanlık duyanların yanında suç işleyip yakalandıktan sonra bilgi veren kişiler hakkında da bilginin elverişli olması halinde cezada indirim öngörmüştür.

    TCK 220. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TCK 221. maddesinde "etkin pişmanlık" başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçta kurulmuş örgüte üye olmak ya da üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suçlarıyla ilgili etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
    TCK"nın 314/3. maddesinde suç işlemek için örgüt kurmak suçuna ilişkin diğer hükümleri terör suçları aynen uygulanır hükmüne yer verilmiştir.
    Bu maddede "etkin pişmanlık" başlığı altında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak ya da olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.
    Nitekim Türk Ceza Kanunu 221. madde düzenlemesinde 4. fıkra halinde etkin pişmanlık hallerini ve derecelerini düzenlenmiştir.
    TCK 221/1. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; kurucu veya yöneticiler (örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle dağılmasını sağlayan) hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
    TCK 221/2. maddede; örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrılan örgüt üyeleri hakkında etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
    TCK 221/3. maddede örgütün faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensupların yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi hakkın etkin pişmanlık hali düzenlendiği,
    TCK 221/4. maddede; Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan (Ek ibare: 29.06.2005-5377 SK. 26. md) ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen, veya örgüte bilerek isteyerek yardım eden kişinin,
    a) Gönüllü teslim olması ve örgütün yapısı faliyeti ve örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde cezaya hükmolunmaz.
    b) Yakalandıktan sonra örgütün kurucusu, yönetici veya üyenin örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri vermesi halinde örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçundan dolayı haklarından verilecek cezadan üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.
    TCK 221/4. madde gerekçesinde; "Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu durumda sanık hakında durumuna göre 221/4. maddeye göre indirim yapılacaktır. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Bu açıklamalarla da anlaşılacağı üzere verilen bilginin dağılma veya mensuplarının yakalama sonucunun doğurması değil, bu sonuca elverişli bilgi olması veya suç ve suçlunun tespiti açısından yeterli olmasını aramıştır.

    Dava dosyamız açısından önemi itibariyle TCK 221/4. maddesindeki etkin pişmanlık hallerini ayrıntılı olarak incelemek gerekir.
    221/4. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanma koşulları;
    -Fail örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalı,
    -Gönüllü olarak teslim olmalı,
    -Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
    Bu üç şartın gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı ceza hükmolunmaz.
    221. maddenin ikinci fıkrasına örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerin durumu düzenlenmiştir.
    Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak edilmemiş olması ön koşulu bu fıkrada düzenlenmemiştir. Belirtilen koşulların oluşması halinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir.
    221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;
    -Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
    -Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli,
    -Yakalanmış olmalı,
    Üç şartın da birlikte gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür. Bu itibarla 4. fıkra kapsamında yakalanan kişileri etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar hakkında bilgi vermesi yeterlidir. (Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Yrd. Doç. Dr. Önder Tozman, age.sh. 409)
    Burada amaçlanan kişinin örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olması durumunda bile etkin pişmanlık hakkında yararlanabilmesidir.
    Kanun koyucunun TCK 221/2, 3 ve 4. fıkranın 1. cümlesinde pişmanlık ve gönüllülük esas almasına rağmen 221/4-son maddesinde ceza indirimi için sadece örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek şartını aramıştır. TCK 221/4-son maddesinde aranan şart yeterli bilgi ve belge verip vermediği değerlendirilip, yeterli bilgi ve belge vermişse TCK 221/4-son madde uygulanacak, yeterli bilgi ve belge vermediği mahkeme tarafından takdir edilecektir. Mahkeme bu takdiri objektif kurallar ve dosyadaki bilgi ve belgeleri esas alarak yapacaktır. Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesi 14.05.2007 tarih 2006/7296 E. 2007/4161 K. sayılı ilamında "yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK"nın 221/4 maddesinde öngördüğü şekilde örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen
    suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden..." diyerek kararı aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmıştır. Yine 9. Ceza Dairesi, 05.03.2011 tarih 2012/450 E. 2012/2884 K. sayılı ilamında "dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi..." diyerek kararı bozmuştur. Dikkat edilirse Dairede kanun düzenlemeye uygun olarak 3. fıkrada ve 4. fıkranın 1. cümlesinde yer alan pişmanlık ve gönüllük şartını gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmadan kanunun aradığı örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçla ilgili elverişli bilgi verip vermediği şartını aramıştır. Sanıklara kollukta ve savcılık aşamasında etkin pişmanlık hakları hatırlatılıp, sanıklar bu haklarını kullanarak bilgi veriyor ve bu bilgiler hüküm kurulmasında esas delil olarak kullanılıyor. Kanunun aradığı anlamda elverişli bilgi verdikleri kabul ediliyor. Artık bu kişilerin yargılama aşamasında ifadelerinden vazgeçmeleri 221/4-son cümlenin uygulanmasına engel değildir. Zira kanun koyucu burada sadece elverişli bilgi verilmesini arıyor.
    Sonuç olarak, sanıklar ..., ..., ... ve ..."nin kollukta ve Cumhuriyet savcılığında verdikleri ifadelerinde etkin pişmanlık haklarını kullanarak terör örgütünün bölgedeki yapılanması ve diğer suç işleyen örgüt üyeleri ve işledikleri suçlar hakkında bilgi verdikleri,
    Sanık ..."ın savcılık aşamasında kolluktaki ifadesinde döndüğü tespit edilmiştir.
    Mahkemenin, gerekçeli kararında esas olarak kollukta ve savcılıkta etkin pişmanlık hakkını kullanan ..., ..., ..., ... ve ..."ın kendi konumları ve örgüt üyeliğinden mahkum olan diğer tüm sanıkların terör örgütünün bölge yapılanmasındaki konumları işledikleri suçları ve bu suçların delillerle ilgili verdikleri bilgileri esas alarak tüm sanıkların terör örgütü üyeliğinden ve işledikleri suçlardan mahkumiyet kararı verdikleri tespit edilmiştir.
    Bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı dolayısıyla sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamındaki bilgi olduğu suçun aydınlatılmasında ve suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen sanıkların içinde bulundukları konum, yer ve ortam itibariyle yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri bu kişiler hakkında TCK 221/4. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulamasına engel bir durum değildir. Nitekim TCK 221/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık halinin uygulanması şartlarından biri "pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermek" olduğu halde kanun koyucu TCK 221/4. fıkranın 2. cümlesindeki pişmanlık halinin uygulanması şartları arasında sadece "failin örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermek" şartını aradığı gerekçe ve kanun metninde belirtmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak yapılan açıklamalar ışığında sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 221/4. maddenin 2. cümlesi gereğince haklarında örgüt üyeliği suçundan verilen cezada indirim yapılması zorunlu olduğundan çoğunluk görüşüne bu neden ile katılmıyorum. Kararın bu yönde BOZULMASI gerekir.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi