Mahkemesi :İş Mahkemesi

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan dava boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle davalı ...’na yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine, ... tarafından açılan dava, kurum işleminin iptali ve davalı kuruma borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde Kurum tarafından açılan davanın reddine, birleştirilen ... tarafından açılan davanın kabulü davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı/karşı davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar Tetkik Hakimi ... tarafından okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 26.06.2003 tarihinde kesinleşen davalıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığının davalının eski eşiyle 27.12.2012 tarihinde yeniden evlenmesi üzerine kesildiği ancak boşanmış olduğu dönemde eski eşiyle fiilen birlikte yaşadığına dair Kuruma gelen ihbar üzerine yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen 15.04.2014 tarihli 92 sayılı sosyal güvenlik denetmen raporu ile ...’nun eski eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiğinden bahisle 20.10.2008-19.01.2013 tarihleri arasında ilgiliye yersiz ödenen 31.955.47 TL aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, davacı kurum tarafından açılan dava ile davalıya yersiz ödenen aylıkların tahsilinin talep edildiği mahkemece de davanın reddine karar verildiği, ... tarafından açılan kurum işleminin iptali ve borçlu olunmadığının tespit edilmesi talepli birleşen davanın ise kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve
aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
İnceleme konusu davada; adres bilgileri raporunda ... ’nun 20.01.2010 tarihinde ..., 16.12.2011 tarihinde ..., 03.07.2012 tarihinde ise ... adreslerini beyan ettiği, davalı/karşı davacı ...’nun ise 26.05.2010 tarihinde ..., 05.03.2013 tarihinde ... adreslerini beyan ettiği görüldüğünden ve ... tarafından boşandıktan sonra ...’a giderek çocuklarının yanında kaldığı iddia edildiğinden davalı/karşı davacı ile eşinin ... adreslerinden yöntemine uygun zabıta araştırması yapılmalı, medula kayıtları istenerek medula sisteminde kayıtlı olan adres bilgileri incelenmeli bu şekilde davalının boşandıktan sonra hangi adreslerde kiminle birlikte ikamet ettiği tespit edildikten sonra “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalı, yapılacak olan değerlendirmede davalının 26.05.2010 tarihinde eşinin ise 16.12.2011 tarihinde aynı adresi beyan etmiş oldukları hususu gözetilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın,eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı/karşı davada davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.