Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9739
Karar No: 2018/5826
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/9739 Esas 2018/5826 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/9739 E.  ,  2018/5826 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalılar ... ve ... vekillerince süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 24.01.2005 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu araçla, davalılardan ...AŞ.nin işleteni olduğu otobüsün çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında,davacının yaralandığını ve sakatlandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi (500 TL tedavi, 500 TL işgöremezlik) ve 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 19.09.2013 tarihli dilekçe ile, 21.735,00 TL olarak talebini ıslah etmiştir.
    Davalılar ... Seyahat Ltd. Şti ve ... Seyahat Nakliyat A.Ş. vekilleri, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı ... Ltd. Şti hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, diğer davalılar hakkındaki ıslah edilen maddi tazminat davasının kabulü ile 21.735,00 TL tazminatın 24/01/2005 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Seyahat Nakliyat ve Ticaret A.Ş"nden alınarak davacıya ödenmesine, davalılar ... ve ... Seyahat Nakliyat ve Ticaret A.Ş hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulu ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 24/01/2005 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ...Seyahat Nakliyat A.Ş. ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalılar ... ve ... vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalılardan kusurları oranında tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmakla, davalıların sorumlu olduğu tazminat miktarı belirlenirken davalı sürücünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğunun gözetilmemesi doğru değildir.
    3-Dava konusu yaralanmalı trafik kazasının 24.01.2005 tarihinde meydana geldiği, davanın 23.01.2007 tarihinde açıldığı, ıslahın ise 19.09.2013 tarihinde yapıldığı, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu yolunda davalılar ... Seyahat Ltd.Şti. ve ... Seyahat Nakliyat A.Ş. vekili tarafından süresinde ıslah zamanaşımı def"inde bulunulduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu hususta karar gerekçesinde bir değerlendirme yapılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de isabetli değildir.
    4-Dava, davalıların işleten, malik ve sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu otobüsün davacının yolcu olarak bulunduğu araçla çarpışması sonucu davacının yaralanması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile davalılar aleyhinde açılmıştır.
    Davalıların davacıya karşı sorumluluğu, yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebet ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer
    borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK m. 145/I) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir (BK m. 146/I). Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK m. 146/I) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de kesinleşme, sorumluluk davasına ilişkin olup ardından görülecek rücu davası yönünden yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Davalılar arasında açılabilecek rücu davası dikkate alındığında davalı ... vekilinin hakkında husumut yokluğu nedeniyle red kararı verilen, ancak dosya kapsamından otobüsün maliki olduğu anlaşılan ve dava konusu trafik kazası nedeniyle sorumluluğu bulunan diğer davalı ... Ltd.Şti. aleyhine hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
    Zira görülmekte olan sorumluluk davasındaki karar, sorumlular arasındaki rücu davası yönünden kesin hüküm oluşturmaz ise de sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalıların da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır (YHGK., 04.11.2009 tarih, 2009/16-428 Esas, 2009/483 Karar).
    Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davalıların malik, işleten ve sürücüsü (%30 oranında kusurlu) olduğu otobüs ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada, davacı ... yaralanmış, davacı vekili müvekkilinin uğradığı zararların tazmini için 1.000,00.-TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında alınan uzman bilirkişi raporunda davacının talep etmiş olduğu zarar türlerinden olan işgöremezlik zararının 23.192,37 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından 19.09.2013 tarihli dilekçe ile tazminat miktarı 21.735,00 TL olarak ıslah edilmiştir. Mahkemece davalı ...."nin işleten olduğu gerekçesi ile davalı ... Seyhaat Ltd.Şti hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
    Ancak davalılar malik, işleten ve sürücünün, davacıya karşı sorumluluğu, yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk olup, ... Seyahat Ltd.Şti yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Bununla birlikte davacı vekili ve diğer davalı ... vekili tarafından hüküm bu yönü ile temyiz edilmemiş olması nedeni ile davalı ... Ltd.Şti. lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Davacı tarafın temyizi bulunmadığından davalı ... vekilinin temyizi üzerine davalı ... Ltd.Şti."nin de belirlenen tazminat miktarından sorumluluğu cihetine gidilemez. Zaten bunun ... kabiliyeti de bulunmamaktadır. Ancak davalı ...., davalı ... Ltd.Şti. ile de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gereken maddi-manevi tazminattan yalnızca davalı sürücü ile birlikte sorumlu tutulacağından, davalı ... Ltd.Şti."den aralarındaki iç ilişkiye göre bunu adı geçen şirkete rücu edebilir. Açıklanan gerekçelerle rücu davası ile borçluları arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında, kararın diğer davalı ... Ltd.Şti."nin sorumluluğu yönündeki temyizinde davalı ....nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi hakkındaki karar bu yönü ile kesinleşen davalı ... Ltd.Şti.nin belirlenen maddi tazminattan sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak davalı ...Ş ile davalı ... Ltd.Şti. arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; davalı ... Ltd.Şti."nin hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddinde hukuki isabet bulunmamakla birlikte, maddi ve manevi tazminattan sorumlu
    olduğu hususunun tespitiyle yetinilmesi, bu şekilde icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak davacıya karşı ... Seyahat Ltd.Şti. yönünden usulü kazanılmış hakkında ihlal edilmemesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... Seyahat Nakliyat A.Ş. ve ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekillerinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu davalı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edendavalılar ... Seyahat Nakliyat A.Ş. ve ..."ya geri verilmesine 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi