Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/2576 Esas 2016/5740 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mirasın gerçek reddinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.11.2015 gün ve 2015/2790 Esas, 2015/10027 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _
Dava, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların murisi ... ile 03.09.2008 tarihli tüketici kredisinden kaynaklı alacağının bulunduğu, ihtarname ile mirasçılarına bildirildiği, ödeme yapılmayınca icra takibi yapıldığını, davalıların alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla mirası reddettiklerinden mirası reddin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, mirasın reddinin yasal haklar kullanılarak yapıldığını, alacaklıları zarara uğratma kasıtları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 09.11.2015 günlü 2015/2790 Esas, 2015/10027 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Davacı vekili, kararın düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
Murisin alacaklılarının mirasın reddinin iptalini isteyebilmeleri için ödemeden aciz bir muris bulunmalı ve reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır.
TMK"nın 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez."

Tereke alacağı karşılamıyorsa terekenin aczi söz konusudur. Terekenin borca batıklığı tapu sicil müdürlüğüne, trafik tescil şube müdürlüğüne, bankalara yazılacak müzekkereler ile malvarlığının ve borçlarının araştırılması, murisin şirket ortaklığı varsa ölüm tarihinde şirketteki hissesinin değeri araştırılması suretiyle belirlenmeli ayrıca murisin ölümünden önceki beş yıl içerisinde karşılıksız kazandırma yapıp yapmadığı hususu da araştırılarak değerlendirilmelidir.
Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden, Dairemizin 09.11.2015 günlü 2015/2790 Esas, 2015/10027 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.11.2015 günlü 2015/2790 Esas, 2015/10027 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILARAK, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.