Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/11056 Esas 2017/38 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11056
Karar No: 2017/38
Karar Tarihi: 16.01.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/11056 Esas 2017/38 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/11056 E.  ,  2017/38 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya ödenen yetim (ölüm) aylıklarının tahsiline yönelik yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davaya genel mahkemelerde bakılması gerektiğinden mahkemenin görevsiz olması nedeniyle, genel mahkmelerin görevli olduğuna, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Hakkında verilen boşanma kararı sonrasında davacıya, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamındaki iştirakçi babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla, anılan Kanun hükümlerine göre bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca kesildiği, 1.11.2008-28.02.2013 tarihleri arasında ödenen aylıklar yönün borç tahakkuk edildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı niteliğinde olan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun “gelir ve aylık bağlanmayacak hâller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında, “eşinden boşandığı hâlde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu"nda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Kanunla getirilen bu hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa
    Mahkemesi"nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
    Şu durumda; 5510 sayılı Kanunun “uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtilmiş olması, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrasına benzer herhangi bir düzenlemenin 5434 sayılı Kanun"da yer almaması, taraflar arasındaki çekişmenin 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığının belirgin olması karşısında, bu tür davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmak suretiyle, davanın esas yönünden incelemesine geçilerek tüm kanıtlar toplandıktan sonra yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.