3. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3952 Karar No: 2014/8132 Karar Tarihi: 26.05.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/3952 Esas 2014/8132 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2014/3952 E. , 2014/8132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen Tüketici Hakem Heyeti Kararının iptali davasının yapılan muhakemesi sonucunda verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen ek karar ile esas kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine, davacı vekili bu defa asıl hükümle birlikte red kararını temyiz etmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava; elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli hakkında verilen Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının itiraz yolu ile iptali istemine ilişkindir. Davaya konu kayıp/kaçak bedeli, miktar itibariyle karar tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve HUMK. nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; kayıp/kaçak bedelinin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan bu bedele münhasır olmayıp, sonraki faturaların düzenleme biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın ard etkisinin bulunduğu ve bu yöndeki talebinde devamlılık arz eden bir isteme ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Yine, kayıp/kaçak bedeli uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Bu itibarla, kayıp/kaçak bedelinin yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine; dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiştir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 13/05/2009 günlü ve 2009/13-122 E.-2009/189 K., 13/10/2010 günlü 2010/13-406 E.-2010/503 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara değinilmiştir. Bu nedenle kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, asıl hükme yönelen temyiz isteminin incelemesine geçildi: Mahkeme hükmü davacı vekiline 13.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise HUMK’ nun 432. maddesinde öngörülen onbeş günlük yasal süre geçirildikten sonra 06.12.2013 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebilir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.