
Esas No: 2016/4137
Karar No: 2016/5728
Karar Tarihi: 11.05.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4137 Esas 2016/5728 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.09.2014 gün ve 2014/6074 Esas, 2014/9951 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, dava konusu 666 parsel sayılı taşınmazda fiili taksimin bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 16.09.2014 tarihli ve 2014/6074 Esas, 2014/9951 Karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; 02.09.2013 tarihinde yapılan keşifte dinlenen tanıklar, dava konusu taşınmazın taraflar arasında yıllar önce paylaşıldığını, fiili sınırlar oluştuğunu, dava konusu payın önceki sahibi ..."ın taksim yapıldıktan sonra kendisine düşen payını davalı ..."a sattığını beyan etmişlerdir.
Ayrıca, ... ve ..."ın ... aleyhine 666 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebiyle açtıkları ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/255 Esas sayılı dosyasında yapılan 24.04.2012 tarihinde keşifte dinlenen tanıklar, 666 parsel sayılı taşınmazın yıllar önce paydaşlar arasında taksim edildiğini, ..."ın kendi payı dışına taşarak diğer paydaşlara ait yerleri de kullandığını beyan edildiği, tanık beyanlarına itibar edilerek elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerek bu dosyadaki tanık beyanları gerekse ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/255 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre, dava konusu taşınmazda taksim yapıldığı, davacı ve davalının kullandığı ayrı ayrı yerlerin olduğu sabittir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edilmiş olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kararın yukarıdaki gerekçe ile bozulması gerekirken sehven düzeltilerek onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme itirazları doğrultusunda yeniden yapılan inceleme sonucunda hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 16.09.2014 tarihli ve 2014/6074 Esas, 2014/9951 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki değişik gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 11.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.