23. Hukuk Dairesi 2014/3433 E. , 2014/6320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/01/2014
NUMARASI : 2011/519-2014/25
Taraflar arasındaki itirazin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, konut ihtiyacı bulunan müvekkilinin iradesini davalıların mesleki kimliklerini de kullanmak suretiyle çeşitli argümanlar ileri sürerek hile ile etkilediklerini, bunun sonucu olarak müvekkilinin, yönetici olan davalılar tarafından kurulan kooperatife üye olduğunu ve 31.000,00 TL yatırdığını, ancak geçen zaman zarfında kurulan kooperatifin gerçekte paravan bir kooperatif olduğunun anlaşıldığını, planlanan proje ile konutların yapılacağı arsanın hayal ürünü olduğunu, bu meblağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazlarının iptaline, %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafça yapılan ödemelerin kooperatif hesabına yapılması nedeniyle husumetin kooperatife yöneltilmesi gerektiğini, bununla birlikte kurulan kooperatifin paravan bir kooperatif olduğuna yönelik iddiaların gerçek dışı olduğunu, kooperatif yöneticisi olan müvekkillerinin genel kurulun almış olduğu kararları uyguladığını savunarak, davanın reddine ve %40"dan aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlık çıkma payı alacağının tahsiline yönelik olduğundan, davacının, Kooperatifler Kanunu"nun 17/1. maddesi ve kooperatif anasözleşmesine göre ödemiş olduğu aidatların iadesini, üyesi olup ayrıldığı kooperatiften talep edebileceği gerekçesi ile davanın reddine ve takip konusu alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle Dairemizin 15.11.2013 tarih ve 5480 E., 7131 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, davacının iddia ettiği zarar miktarını aidat ödemesi ile sınırlı tutarak ve takibe ödeme belgelerini dayanak göstererek talebini oluşturmasına, davanın niteliği itibariyle takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK"nın 6762 sayılı TTK"nın 336. maddesi uyarınca açılan sorumluluk davası olmayıp, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesine dayalı olarak açılan çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkin olduğunun anlaşılmasına, haksız eyleme dayalı açıldığının kabulü halinde dahi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 59. maddesinde, yöneticilerin kooperatife ait görevleri yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zarardan kooperatifin sorumlu olacağının düzenlenmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 67/2 madde hükmündeki düzenlemeye göre, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likid olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına; alacak likid olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde ise istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının takibe başlatmakta kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususu ispat yükü de, davalılardadır.
Somut olayda, davacının icra takibinde haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, davalıların haksız eyleminden kaynaklandığını iddia ettiği zararının tazmini istemiyle var olduğunu düşündüğü hakkın kullanımı kapsamında takip başlattığı anlaşıldığından, davacının takibi başlatırken kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, düzeltilmiş bu şekliyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (HÜKÜM) bölümünün ikinci paragrafındaki kötüniyet tazminatına ilişkin "Takip konusu alacak üzerinden %40 inkar tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine" cümlesinin hükümden çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.