17. Hukuk Dairesi 2015/11639 E. , 2018/5812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortası ile sigortalı araçta yolcu olan müvekkilinin iki taraflı trafik kazası sonucu malul kaldığını, müvekkili yolcu olup kusursuz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek faizle tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 69.376,34 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sigortalı aracın neden olduğu zarardan müvekkilinin kusur ve poliçe limitiyle sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 56.764,47 TL işgöremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda mahkemece hükmün gerekçesinde aktüer bilirkişi PMF taplosu verilerine ve kn-1 formulüne uygun olarak hazırladığı raporunda davacının 69.376,34 TL zarara uğradığını rapor ettiği, sözü edilen rapor mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden bilirkişi aracılığı ile yeniden inceleme yapılmasına gerek görülmediği, davalı vekilinin bilirkişi raporlarına itirazının PMF tablosu ile kn-1 formülüne göre hazırlanan aktüerya raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle yerinde bulunmadığı hususlarından bahsedilmiş, belirlenen zarar bedelinden hatır taşıması nedeniyle %25 oranında indirim yapıldığı belirtilerek 56.764,47 TL maddi tazminata hükmedilmiş ise de, mahkemenin kabulüne göre hükmedilen miktara nasıl ulaşıldığı anlaşılamamaktadır. Mahkemenin kısa kararını hangi gerekçeyle ve nasıl oluşturduğu net olmayıp karar denetime elverişli değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 4.6.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.