18. Ceza Dairesi 2017/1209 E. , 2017/3693 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine dair, Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24/05/2012 tarih ve 2012/353 esas, 2012/558 sayılı kararın O yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/10/2014 tarih ve 2013/20841 esas, 2014/28294 sayılı kararıyla;
"Sanık hakkında TCK"nın 184/5. maddesinin uygulanabilmesi için kaçak yapıyı kendisinin yıkmış olması ya da belediyece yıkılmış olması halinde yıkım masraflarını ödemiş olmasının gerekmesi ve yargılamaya konu olayda kaçak yapının katılan ... tarafından yıkılması karşısında, sanığın yıkım masraflarını ödeyip ödemediği araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini yerine düşme kararı verilmesi" oy birliğiyle karar verilmiştir.
I- YEREL MAHKEMENİN DİRENME KARARININ KAPSAMI
Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarih ve 2014/760 esas, 2014/789 sayılı kararında;
"5237 Sayılı TCY’nın 184/5 maddesi kamu davasının düşürülmesi koşullarını sayarken "Kişinin"diyerek sanık tarafından yerine getirilmesi gereken koşulları sıralamış ,imar planına ya da ruhsatına uygun hale getirmekten bahsetmiş, yıkım ya da eski hale getirmekle ilgili bir düzenleme yapmamıştır.
Binanın yıkımı ile kamu davasının düşürülmesi gerektiği konusunda yüksek daire ve mahkememiz arasında görüş ayrılığı yoktur.
Somut olayda bina belediye tarafından yıkılmış ise de belediyece yıkılmaması halinde sanık tarafındanda her an cezadan kurtulmak amacıyla yıkılması mümkün bulunmakta, belediyece yıkılmış olması karşısında sanığın bu imkandan yoksun bırakılacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ,yapılan imalatın yıkılarak eski hale getirilmesinde belediyece yapılan yıkım masraflarının 5237 Sayılı TCY’nın 184/5 maddesinde sayılan davanın düşme koşulları ile ilgilisinin bulunmadığı, belediyenin var ise yıkım masraflarını hukuki yoldan tahsil etmesinin mümkün bulunduğu ,binanın yıkılmasının yeterli olup kimin tarafından yıkıldığının bir öneminin bulunmadığı anlaşılmakla davanın düşürülmesine dair yerinde bulunan mahkememiz kararında direnilmiştir." şeklindeki gerekçeyle, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/10/2014 tarih ve 2013/20841 esas, 2014/28294 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
II- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307.maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarihli ve 2015/303 Esas, 2016/1654 Kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20.10.2015 tarih, 2014/4-534 esas 2015/332 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere,
5237 sayılı TCK’nun 184/5. maddesi hükmünden yararlanılabilmesi için kişinin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi gerekmektedir. Ruhsat alacak ya da ruhsatına uygun hale getirecek kişi, hakkında soruşturma yapılan ya da hakkında kamu davası açılmış olan veya yargılanıp ceza almış olan kişi ya da kişilerdir.
Ruhsatsız yapının 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca belediye görevlilerince yıkılması durumunda imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında doğrudan salt yıkımın gerçekleştiğinden bahisle TCK 184/5. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira bu halde etkin pişmanlığın zorunlu unsuru olan sanık tarafından ortaya konulmuş hiçbir aktif davranış bulunmamaktadır. Ruhsatsız yapının yıkılması idarenin bir görevi olup sanıktan bağımız olarak idare tarafından gerçekleştirilen yıkım nedeniyle yıkıma karşı çıkılmamış olsa bile TCK"nun 184/5. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi etkin pişmanlık müessesesinin ruhuna ve maddenin konuluş amacına aykırı olacaktır.
Ancak, ruhsatsız yapının yıkılması, alınması gerekli önlemler, ihtiyaç duyulan teknik ekipmanlar vs. itibariyle çoğu zaman yapı sahibi tarafından gerçekleştirilemeyecek bir eylemdir. Bu nedenle yapı sahiplerinin nasıl olsa yıkım masraflarını ödeyecekleri düşüncesi ile yıkımın idare tarafından gerçekleştirilmesini beklemeleri doğal karşılanmalıdır. Böyle bir durumda ise salt yıkımın fail tarafından gerçekleştirilmediğinden bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması adil bir çözüm olmayacaktır. Bu nedenle yıkımın idarece gerçekleştirildiği hallerde iradi olarak yıkım masraflarını karşılayıp karşılamadığı hususları araştırılarak failin fiilen yıkıma karşı gelmediğinin ve cebri icra gibi herhangi bir zorlama olmaksızın kendiliğinden yıkım masrafları ödediğinin tespit olunması halinde sanık lehine TCK"nun 184/5. maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilmeli, aksi durumda ise anılan etkin pişmanlık hükmü uygulanmamalıdır.
Bu itibarla, bozma kararı yerinde olup Yerel Mahkeme direnme hükmü yerinde görülmemiştir.
III- KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/10/2014 tarih ve 2013/20841 esas, 2014/28294 sayılı kararındaki gerekçeye göre Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 04/04/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.