7. Ceza Dairesi Esas No: 2018/15894 Karar No: 2021/5099 Karar Tarihi: 31.03.2021
5015 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15894 Esas 2021/5099 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar temyiz edildi. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasaların sanık lehine hükümler içerdiği belirtilerek, suçun işleniş şekli, özellikleri, zamanı ve yerine göre sanığın eylemlerinin zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Dosyaların incelenmesinde birleştirilmesi gerektiği ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kamu davasına katılma talebinde bulunan bir kurum olmadığı halde, sanıklardan ayrı ayrı ve eşit oranda maktu vekalet ücretine hükmedildiği de belirtildi. Kararda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin bazı fıkralarında yer alan hükümlerin iptaline dair Anayasa Mahkemesi kararının da gözetilmesi gerektiği vurgulandı. Kararda yer alan kanun maddeleri; 5015 sayılı Kanunun Ek 5/1. maddesi, 6455 sayılı Kanun, 5607 sayılı Kanunun 3/11, 3/12, 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi, 7242 sayılı Kanunun 61. ve 62. maddeleri ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrasıdır.
7. Ceza Dairesi 2018/15894 E. , 2021/5099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 1.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle, Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 . maddesi) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, 2. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16/05/2017 tarih, 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip sanığın eylemlerini bir suç işlemekararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından; Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 23.05.2012 iddianame düzenleme tarihinin ise 21.06.2012 olduğu, Daha önce Dairemizce incelenerek Dairemizin 2016/18733 Esas-2020/4265 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilen Bor 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/432 Esas- 2014/214 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 15.05.2012 iddianame düzenleme tarihinin ise 11.12.2012 olduğu anlaşılmakla; Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 3. Kamu davasına katılma talebinde bulunan herhangi bir kurum bulunmadığı halde sanıklardan ayrı ayrı ve eşit oranda alınmak üzere maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, 4.24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 günlü 2014/140 esas - 2015-85 karar sayılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53.maddesinin bazı fıkralarında yer alan hükümlerin iptaline dair kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Yasaya aykırı gerektirmiş, sanık ...’nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.