23. Hukuk Dairesi 2014/316 E. , 2014/6298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 13/06/2013 (Ek Karar: 15.11.2013)
NUMARASI : 2009/420-2013/437
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün ve davacı vekilinin kararı temyiz etmemiş sayılmasına ilişkin 15.11.2013 tarihli ek kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin 12.09.2009 tarihli genel kurul toplantısına, anasözleşmeye göre kooperatife üye olma koşullarını taşımayan bir kısım kişilerin katıldığını ve oy kullandığını ileri sürerek, anılan genel kurulun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; genel kurul kararlarında muhalefet şerhi bulunmayan davacının dava açma hakkı olmadığı, ayrıca alınan kararlarda yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurullarına aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemenin 15.11.2013 tarihli ek kararı ile, süresinde temyiz giderlerinin yatırılmadığı belirtilerek HMK"nın 343/349. maddeleri uyarınca kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, anılan ek karar esas kararla birlikte davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin 15.11.2013 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davacı vekiline, 27.09.2013 tarihinde çıkarılan muhtıra üzerine, temyiz tebliği ve diğer giderler için 80,00 TL"nin muhtıranın tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde tamamlanması, aksi halde HMK"nın 344. maddesi uyarınca temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağına karar verileceği ihtarı yazılmış, söz konusu bu temyiz posta giderinin, muhtırada öngörülen yedi günlük kesin süre geçtikten sonra yatırıldığı gerekçesiyle, HMK"nın 343/349. maddeleri uyarınca kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, henüz istinaf mahkemeleri kurulmamış olup, HMK"nın Geçici 3/1. madde hükmü uyarınca 1086 sayılı HUMK"nın 434. madde hükmünün uygulanmasına devam edilmesi gerekmektedir.
1086 sayılı HUMK"nın 434. maddesinin 2. cümlesinde; “Temyiz dilekçesi verilirken, temyiz harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin sonradan anlaşılması halinde, kararı vermiş olan hâkim tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir.” hükmü yer almaktadır. Bu açık ifadeden de anlaşılacağı üzere hakim tarafından “temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için 7 günlük kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir. Şayet, bu süre, yasada belirtilen usule uyulmadan ve yazılıp altı hakimce imzalanmadan verilmiş; eş söyleyişle, hakim tarafından usulünce verilmemişse geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye olanak yoktur. Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalemin temyiz harcı veya giderini tamamlanması için temyiz edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kaleminin vermiş olduğu süre üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılamaz. 1086 sayılı HUMK"nın 434/3. maddesi çerçevesinde hakim kararı ile eksik harç ve giderlerinin tamamlanması istemiyle ayrıca, bir muhtıra düzenlenmeli ve bu muhtırada, yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; buna yönelik olarak da ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Aksi halde, eksik içerikli bildirimin, hukuken geçerli olduğunun kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi; usulüne aykırı ve geçersiz belgelerin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurması da kabul edilemez. Dolayısıyla anılan kanun hükmüne uygun bulunmayan muhtıra, gerekleri kanuni süre içinde yerine getirilmiş olmasa dahi, bu muhtıraya dayalı olarak davalının temyizden vazgeçmiş sayıldığının kabulüne imkân bulunmamaktadır. Nitekim, bu hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.06.1968 tarih ve 9-483 E., 476 K.; 01.10.1969 tarih ve 2-417 E., 719 K.; 19.02.1997 tarih ve 1996/2-897 E., 1997/86 K.; 13.04.2005 tarih ve 12-237 E., 248 K.; 30.11.2005 tarih ve 5-634 E., 680 K.; 09.05.2007 tarih ve 12-178 E., 249 K. ve 22.07.2009 tarih ve 18-348 E., 398 K. 19.10.2011 tarih ve 10-608 E., 649 K. sayılı ilamlarında da açıkça vurgulanmış ve doktrinde de aynı görüş benimsenmiştir (B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, Cilt 5, Sayfa 4587 vd).
Somut olayda; tebligat üzerine yazılan ve hâkimin sicil numarası, imzası ve mahkeme mührünü taşımayan açıklamalar, yasanın aradığı yönteme uygun kabul edilemeyeceği gibi, hâkim tarafından verildiğinin kabulüne de olanak yoktur. Bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de değildir. Mahkemenin, hâkim tarafından verilmiş; usulüne uygun bir kararı ve tebligatı bulunmadığından; hakim imzasından yoksun bildirimin hukuken geçerli kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi; usule aykırı ve geçersiz bu belgelerin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurması da kabul edilemez. O halde, hükmü temyiz eden davacı vekiline HUMK’nın 434/3. maddesine uygun bir muhtıra çıkarılmadığından, bu muhtıraya dayalı olarak davacının temyizden vazgeçmiş sayıldığının kabulüne imkân bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin 15.11.2013 tarihli ek kararı kaldırılarak, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2-Davacı vekilinin, 13.06.2013 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar red oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa"nın 98. maddesi yollamasıyla TTK"nın 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, katılmaması gerekip te katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya katılması sonuca etkiler ise yokluk nedeni değil, iptal nedenidir. Somut olayda, davacı tarafça genel kurulda çağrılmaması gereken kişilerin oy kullandığı ileri sürülerek genel kurul kararlarının iptali istenmiş olup, katılmaması gerektiği iddia edilen 9 kişinin katılımının sonucuna etkisi bulunsa dahi, bu katılım yokluk değil, iptal nedeni olup, davanın muhalefet şerhi yazdırma koşulu aranmaksızın bir ay içinde açılması gerekmektedir. Davacı toplantıya katıldığını, ancak muhalefet şerhini yazdırmadığını iddia etmiş olup, davayı bir ay içinde açmıştır. 1163 sayılı Kooperatif Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca, ihraç kararı verilen ortakların hak ve yükümlülükleri ihraç kararı kesinleşinceye kadar devam edeceğinden, mevcut ortakların genel kurul toplantısına çağrılması zorunlu olup, bu kişilerin genel kuruldan önce üyeliğe kaydı yapılıp, istifa etmeyen ya da ihraç edilmeyen üyeler olması halinde baştan ya da sonradan üyelik koşullarını kaybetmiş bile olsalar, üyelikleri kendiliğinden düşmeyeceğinden, bu üyelerin genel kurula katılmalarında, oy kullanmalarında, bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ortaklık koşullarını taşımayan kişilerden olup, ortaklığa kaydı yapılmayanların genel kurula katılmamaları ve oy kullanmamaları gerekmektedir. Mevcut ortaklıklardan 9 ortağın genel kurul tarihinden önce ihracı kesinleşmiş olsa idi, çağrılmaması ve katılmaması gereken kişiler olduğunun kabulü gerekecek idi. Bu durumda öncelikle bu kişilerin katılmaması gereken kişiler olması koşulu gerçekleşmemiş olup, oylamayı etkileyip etkilemediğinin üzerine durulmasına dahi gerek kalmaksızın genel kurul kararlarının iptali istemin bu nedenle reddi gerekirken, aynı sonuca hem muhalefet şerhi bulunmadığı ve hem de davacının bu neden dışında bir iddiası bulunmadığı halde yasaya, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle varılması isabetsiz ise de, karar sonucu itibariyle doğru olup, gerekçeli karar başlığında davalı kooperatifin unvanı ticaret sicilindeki ilana göre “S.S. .... Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi” olduğu halde, “S.S. Ören .... Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi” şeklinde yazılması ise hatalı olmuş ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması, gerekçeli karar başlığındaki davalı kooperatif unvanın aşağıdaki gibi düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ek karar yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 15.11.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, gerekçeli karar başlığındaki davacı kooperatifin unvanının "S.S..... Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi" olarak düzeltilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.