Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2014/436
Karar No: 2014/471

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/436 Esas 2014/471 Karar Sayılı İlamı

 

                    T.C.

 UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO       : 2014 / 436

          KARAR NO    : 2014 / 471

          KARAR TR     : 01.04.2014

ÖZET : Davacının sigortalısının işyerindeki cihazların elektrik dalgalanmalarına bağlı olarak hasar görmesi nedeni ile davacının sigortalısına ödediği bedelin, meydana gelen olayda %100 kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nden rücuen tahsili istemiyle açılan davanın, anılan dağıtım şirketinin özelleştirilmesinden önce söz konusu zararın meydana gelmiş olması ve bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğini haiz bulunması nedeniyle, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği  hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : G. Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av. F.K.

Davalı                        : Gediz Elektrik A.Ş.

Vekili              : Av. B.A.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete 300025 sayılı Elektronik Cihaz Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan S.S. Tariş Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’ne ait işyerinde bulunan cihazların voltaj dalgalanması sebebiyle 30.11.2011 tarihinde hasara uğradığını, bu hasardan dolayı sigortalıya 1.383,00 TL tazminat ödendiğini, zabıt varakasına göre olayın meydana gelişinde davalının %100 kusurlu olduğunun belirlendiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.383,00TL’nin 01.02.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle idari yargıda dava açmıştır.

Davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde, görev itirazında bulunmuştur.

İZMİR 3. İDARE MAHKEMESİ: 28.03.2013 gün ve E:2012/1519 sayılı gönderme kararında özetle; iddia olunan zararın meydana gelmesinde, davalı idarece sunulan hizmetin kötü işlemesi dayanak gösterildiğinden davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Gediz Elektrik A.Ş. vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: “…Türkiye Elektrik Kurumu’nun 233 sayılı KHK dayanak alınarak 9 Kasım 1984 tarihli resmi gazetede yayınlanan Ana Statü ile kurulduğunu; Statünün 3. Maddesinde, kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunun açıklandığını; 12.08.1993 gün ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye Elektrik Üretim, İletim A.Ş.’nin ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. adı altında İktisadi Devlet Teşekküllerinin oluşturulduğunu; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin hissedarı olan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin %100 hissesinin  Özelleştirme Kurulu Başkanlığı’nın 07.03.2013 tarih 2013/21 sayılı kararına istinaden 1.231.000.000 ABD ihale bedeli ile Elsan Tümaş Karaçay Ortak Girişimine ihale edildiği anlaşılmaktadır.

Davalı şirketin, davaya konu olay tarihinde sermayesinin tamamının devlete ait olmasına rağmen 233 sayılı KHK’nın verdiği yetki ve resmi gazetenin  9 Kasım 1984  tarihli sayısında  yayınlanan ana statünün 3.maddesine göre  ticari faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu; ayrıca TEDAŞ Ana Statüsünün 4. Maddesinde de  bu teşekkülün  elektrik dağıtımı yanında, faaliyet konuları ile ilgili  menkul, gayrimenkul almak, aynı ve fikri haklara tasarruf etmek için  işletme ve iştirak kurarak çalıştırabileceği ve bütün bunları bir ticari işletme kurup işleten  tacir gibi verimlilik ve karlılık esaslarına göre  yapabileceği belirtilmektedir.

5590 sayılı “Ticaret ve Sanayi Odaları Hakkındaki Kanunun” 9/2 ve 3 fıkralarında, KİT’lerin kurduğu müesseseler ticari işletme olarak kabul edilmiş; bunların, faaliyette bulundukları yerin Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt olmaları hükme bağlanmıştır. 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nn18/1. maddesinde ticaret şirketleriyle gayesine varmak için ticari bir işletme işleten derneklerin ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi  hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kurulan teşebbüslerin tacir sıfatını taşıdıkları belirtiliştir.

28 Mart 1945 tarih ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde “Devlet İktisadi Teşekkülleri özel hukuk prensiplerine tabi olmak üzere kurulmuş müesseselerdir. Bu müesseselerin hukuk hayatında görülen sair teşekküllerden farkının sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinde mevcut hususiyetten ibarettir. Gerçi bu teşekküllerin görecekleri vazifelerden bir kısmı devletin ekonomik politikasıyla ilgilidir. Ancak bu keyfiyet, İktisadi Devlet Teşekküllerine kamu hukuku müessesi vasfı vermeyip sadece kurucusunun devlet oluşundan ve kuruluşunun bur kanuna dayanmakta bulunmasından ileri gelmektedir” denilerek bu kuruluşların özel hukuk kişisi oldukları belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2006 tarih 2006/4-60 E, 2006/74 sayılı kararında da Türk Telekom ile EDAŞ arasındaki haksız eyleme dayalı tazminat davasında, elektrik dağıtım şirketlerinin ticari faaliyetlerinin Ticaret Kanununun kapsamında özel hukuk hükümlerine tabi olacağına hükmetmiştir. Kaldı ki davaya konu, rücuen alacak davasının temelini oluşturan, davalı işleminin davacının sigortalısı ile davalı elektrik dağıtım şirketi arasındaki elektrik abonelik sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı açıktır. Sorunun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklanmış olması da, yargı yerinin adli yargı olduğunu göstermektedir…” şeklindeki gerekçe ile, davada adli yargının görevli olduğunu belirtilerek; 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu ve 13’üncü maddeleri uyarınca,  olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 01.04.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı"nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada genel idari yargının görevli olduğu, Askeri Yüksek İdare Başsavcısı’nın davada      yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının sigortalısının işyerindeki cihazların elektrik dalgalanmalarına bağlı olarak hasar görmesi nedeni ile davacının sigortalısına ödediği bedelin, meydana gelen olayda %100 kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nden rücuen tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; S.S.Tariş Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ile davacı sigorta şirketi arasında 300025 nolu sigorta poliçesi ile birliğe ait cihazların 01.08.2011-01.08.2012 tarihleri arasında sigortalandığı, 30.11.2011 tarihinde işyerindeki yüksek voltaj nedeniyle fotokopi makinesinin hasar gördüğü ve bu nedenle sigorta şirketinin sigortalıya 1.383,00 TL ödemede bulunduğu, yapılan ödemenin davalı Gediz Elektrik A.Ş.den talep edildiği, ancak verilen cevapta herhangi bir teknik inceleme yapılmadan ödemenin yapılamayacağının bildirildiği anlaşılmıştır.

Elektrik sektöründeki dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve işletme bütünlüğünü sağlamak amacıyla 1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Kanun ile Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, imtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetleri TEK bünyesinde toplanmıştır. Hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve çağdaş bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır. 1994 yılında TEAŞ ve TEDAŞ tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır.

Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen, dağıtım bölgeleri baz alınarak kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 2.4.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

 

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Gediz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Ancak, davalı Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. 07.03.2013 gün ve 2013/21 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca, 1.231.000.000 ABD Doları bedelle en yüksek teklifi Elsan-Tümaş-Karaçay-Ortak Girişim Grubu’na satılmışsa da davanın açıldığı tarihte davalı idarenin kamu kuruluşu niteliğini sürdürmekte olduğu tartışmasızdır.

Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Kamu hizmetlerini yürütmekte görevli kılınmış bir kamu kurum veya kuruluşunun kendisini görevli kılan kanunlarda gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sıra­sında hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi sebebiyle kişilere verdiği zararın tazmini istemine ilişkin davada, kamu hizmetinin yön­temine uygun olarak yürütülüp yürütülmediği­nin, kamu yararına uygun olarak işle­tilip işletilmediğinin ve hizmet kusu­ruyla zarara sebep olunup olunmadığının sap­tanmasının idari yargı yerine ait olduğu tartışmasızdır.

Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

 

Olayda, olay tarihi itibariyle kamu kuruluşu niteliğinde olan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nın kamu hizmetini, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütüp yürütmediği, kamu yararına uygun şekilde işletip işletilmediği hususu irdelenecek, bu bağlamda hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığı araştırılacak olup, bu araştırmanın da idari yargı yerlerince yapılması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 01.04.2014 gününde üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

Türkiye Elektrik Kurumu 233 sayılı KHK.nin verdiği yetki ile Resmi Gazetenin 9 Kasım 1984 sayısında yayımlanan Ana Statü ile kurulmuş olup, Statünün 3.maddesinde kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu açıklanmıştır. 12.8.1993 gün ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye Elektrik Üretim, İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.(TEDAŞ) unvanı ile İktisadi Devlet Teşekkülleri oluşturulmuştur.

TEDAŞ, 02.04.2004 gün 2004-22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile Özelleştirme kapsamına alınmış, dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmış olup, GEDAŞ "da TEDAŞ"ın bölgesel dağıtım şirketlerinden biridir.

TEDAŞ Ana Statüsünün 4.maddesinde, bu Teşekkülün elektrik dağıtımı yanında, faaliyet konulan ile ilgili menkul, gayrimenkul almak ayni ve fikri haklara tasarruf etmek için işletme, iştirak kurarak çalıştırabileceği ve bütün bunları bir ticari işletme kurup işleten tacir gibi verimlilik ve karlılık esaslanna göre yapabileceği belirtilmiştir. 29.2.1984 gün ve 2983 sayılı Kanun ile bu teşebbüs ve müesseselerin hisse senedi çıkarabileceği benimsenmiş ve bu Kanunun Anayasaya aykırı olmadığı Anayasa Mahkemesinin 18.2.1985 gün E: 1984/9, K: 1985/4 sayılı karan ile kabul edilmiştir.

5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Hakkındaki Kanunun 9/2 ve 3.fıkralarında, KİTTerin kurduğu müesseseler ticari işletme olarak kabul edilmiş; bunların, faaliyette bulundukları yerin Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt olmaları hükme bağlanmıştır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 18/1.maddesinde, ticaret şirketleriyle gayesine varmak için ticari bir işletme işleten demeklerin ve kendi kuruluş kanunlan gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kurulan teşebbüslerin tacir sıfatını taşıdıklan belirtilmiştir. Buradaki “Teşebbüsler” teriminin, 233 sayılı KHK’de belirtilen Kamu İktisadi teşekküllerini de kapsadığı; bu maddede “Kuruluş Kanunlarından” söz edilmekteyse de, bugün için Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kendi kuruluş kanunlan bulunmadığı ve onların yerine Yüksek Planlama Kurulu tarafından ana statüler hazırlanıp bunlar Resmi Gazete’de ilan edildikleri için, anılan hükmü “Ana Statüleri gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetijmek üzere kurulmak” şeklinde anlamak gerektiği benimsenmektedir.

Buna göre, bir Kamu İktisadi Teşebbüsünün tacir sayılabilmesi için, ticari şekilde işletilmek üzere kurulması yeterlidir. Burada sermayenin kime ait olacağı bir kıstas olarak alınmamıştır. T.T.K. Md. 18/1 uyarınca teşebbüslerin tacir sayılması için kanunda öngörülen iki şart birlikte aranmamakta, kendi kuruluş kanunları (ana statüleri) gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek cümlesinden sonra VEYA eki getirilerek “Ticari şekilde işletilmek üzere kurulan” teşebbüslerin de tacir sayılacakları belirtilmektedir. Öğretide baskın görüş de, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin tacir oldukları yönündedir (Bkz.Ali Bozer, Sosyal Sigortalar Kurumunun Tacir Sıfatı, Batıder, 1962. C.l, s.4, sh.576; Yaşar Karayalçın, Ticari İşletme, sh.209; Öcal Akar, TTK’nun 18/1.Maddesinin Uygulanması Hakkında Bazı Düşünceler. Esader, 1975 sa: 1 sh.238; Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, 4.Baskı sh. 118 vd., Ercüment Erdem, KİT’lerin Tacir Sıfatı, 1992. sh.49 vd). (HGK. 15.03.2006 gün 2006/4-60-74 sayılı kararı)

Hukuki statüsüne göre davalı şirketin elektrik dağıtımından kaynaklanan ticari faaliyetin Türk Ticaret Kanunu kapsamında özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğundan, haksız eyleme dayalı tazminat davası Adli Yargının görev alanında kalmaktadır.

Kaldı ki davacı sigorta şirketine sigortalı S.S. Tariş, Üzüm , Tarım, Satış Kooperatifi birliği ile davalı GEDAŞ arasındaki abonelik ilişkiside düşünüldüğünde, sigortalısının haklarına halef olarak dava açan davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki uyuşmazlıkta abonelik sözleşmesi hükümlerininde uygulanmasının gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözümü Adli Yargının görev alanına girmektedir.

Açıklanan nedenlerle uyuşmazlıkta Adli Yargı görevli bulunduğundan, İdari Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.

 

                                                                                                         

                                                                                                          Üye

                                                                                              Eyüp Sabri BAYDAR

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi