10. Hukuk Dairesi 2018/306 E. , 2018/11309 K.
"İçtihat Metni"........
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında "...davacının Kurumdaki şahsi sicil dosyaları, oda kayıtları ve bu kayıtların tetkikine ilişkin Kurum evrakları ve vergi kaydı celbedildikten sonra, deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacının talep ettiği dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında.....sigortalılığına ilişkin olarak Kurum işlemi veya kabulü açıklığa kavuşturulmalı, dava konusu uyuşmazlık hiçbir kuşku ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeli ve davacının kendi nam ve hesabına çalışmasına ilişkin 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde tespit edilmeli, sigortalı kabul edilmesi gereken dönemler belirlendikten sonra, hasıl olacak sonuca göre de yaşlılık aylığı bağlama koşulları değerlendirilmesi gerektiği" belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayı........ maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25 maddeleridir.
11.2.1999 tarihli giriş bildirgesi ile oda kaydına istinaden 13.3.1989 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak Kurumca tescil edildiği, 15.7.1989 tarihinden devam eden nakliyecilikten dolayı vergi, 13.3.1989 tarihinden devam eden şoforlükten dolayı oda kaydının mevcut olduğu, 10.5.2011 tarihihinde oda kayıtları üzerinde yapılan denetim sonucu oda kaydının usulsuz olduğu gerekçesiyle tescilin vergi başlangıç tarihi olan 15.7.1996 tarihi olarak ihya edilmesi üzerine, davacı tarfından 14.1.1986 tarihinden itibaren.....sigortalı olduğu ve yaşlılık aylığı bağlanması talepli eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de faaliyet araştırması yapılmaksızın eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, Mahkemece, kabule konu 26.1.1990-14.7.1996 tarihleri arası dönem yönünden, 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, öncelikle 1.1.1966 doğumlu olan davacıya ait askerlik sevk ve terhisine ilişkin durum belgesi ilgili kurumdan celp edilerek, davacının, kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için, davacıya maddi delilleri olup olmadığı sorularak, varsa bunları mahkemeye sunmak üzere davacıya önel verilmeli, davacı taşımacığı nasıl yaptığı, hangi araçlarla yaptığı, araçların vasıflarının neler olduğu yolcu taşımaya uygun olup olmadığı, uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına kesilmiş trafik cezası bulunup bulunmadığı, davacının gerçekten kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının nasıl olduğu, emniyet, trafik sicili, zabıta, vs. marifetiyle araştırılmalı, oda aidatı ödeyip ödemediği, hazirun cetvellerinde yazılı olup olmadığı sorulmalı; odadaki kaydın gerçek bir çalışmaya ilişkin olup olmadığı; hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konularak, sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre/süreler kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya konarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.............