14. Hukuk Dairesi 2016/538 E. , 2016/5665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 04.08.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-KA R A R-
Davacılar, murisleri ... ile davacı ..."a dava dışı ...’nin maliki olduğu 226 sayılı parselin 222,42 m2 bölümü için 12.11.1984 günlü tapu tahsis belgesi verildiğini, tapu tahsis belgesine dayanarak tescilin koşulları gerçekleştiği halde davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek, taşınmazın rayiç değerinin depo ettirilerek 6 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının ..., 1/2 payının ise ... adlarına tescilini istemişledir.
Davalı, idari yargının görevli olduğunu, taşınmazın plansız alanda kaldığını, tescil koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 2. bendi “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” hükmü düzenlenmiştir. 14.04.1973 tarihli ve 1972/2 Esas 1973/10 Karar sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararında idari işlem, “...idare makamlarının idare fonksiyonu ile ilgili konularda aldığı tek taraflı icrai karar...” olarak tanımlanmıştır. Ayni hak niteliğindeki mülkiyet hakkı ise, taşınmaz üzerinde tam bir hakimiyet sağlayan bir haktır. Mülkiyet hakkının kazanılmasını sağlayacak hukuki bir nedene dayanarak taşınmazın tescili ile tapu sicil mülkiyet hanesinin değişimi talep edilebilir. Nitekim, TMK’nın 716/1. maddesinde “Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini istiyebilir” hükmünü taşımaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar dava dışı ...’nin idari bir işlem ile düzenlediği tapu tahsis belgesine dayanarak çekişme konusu taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davacının dayandığı tapu tahsis belgesinin geçerli olup olmadığı, başka bir deyişle idari işlemin hukuka uyarlılığı tartışma konusu değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi
bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Davacılar bu belgeye dayanarak TMK’nın 716. maddesi uyarınca taşınmazın adlarına tescilini talep etmişlerdir. Dava davacıların dayandığı belgenin geçerliliğinin tartışılmasına yönelik olmadığından istem adli yargı yerinde görülerek sonuca bağlanmalıdır. Mahkemenin gerekçesinde dayandığı Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 13.10.2014 tarihli ve 2014/623-889 sayılı kararı somut olaya uygun düşmemektedir.
Bu itibarla mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.