11. Hukuk Dairesi 2015/7680 E. , 2016/1781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 tarih ve 2014/435-2015/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirket ana sözleşmesinde yılda en az bir defa olağan genel kurul toplantısının yapılması gerektiğinin belirtilmesine rağmen 2008 yılından beridir şirketin genel kurul yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından.... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde şirket genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi verilmesi için dava açıldığını, mahkemece verilen 18/06/2012 tarihli kararla müvekkilinin tüm taleplerinin kabul edildiğini ve önerilen gündemle genel kurul çağrısı yapmak üzere yetki verildiğini, bu karardan sonra davalı şirket tarafından 06/12/2012 tarihinde genel kurul toplantısının yapıldığının öğrenildiğini, ancak toplantı çağrısının müvekkiline tebliğ edilmediğini, tebligatın kasten müvekkilinin daha önceki adresine gönderildiğinin tespit edildiğini ileri sürerek davalı şirketin 06/12/2012 tarihli genel kurul kararlarının tamamının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketçe yapılan genel kurul davetinin çağrı usulüne uygun olarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kendi düzenlediği gündemle genel kurul toplantısı yapan bir şirketin davacıya yapılacak tebligat konusunda daha fazla özen göstermesi gerektiği, bu haliyle davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, ancak tebligatın usulsüz olmasının o toplantıda alınan kararları geçersiz kılmayacağı sadece kendisine yasaya uygun tebligat yapılmamış olan ortağa genel kurulda alınan kararlara karşı iptal davası açma hakkı vereceği, davacı tarafından şirketin bilinçli olarak zarara uğratılıp, değerli markaların düşük bedellerle ortaklara yakın firmalara devredildiği yolunda ciddi iddialar ile... Ticaret Mahkemesi"nin 8.06.2012 tarihli kararı karşısısında davacı iddiaları irdelenmeksizin 06.12.2012 tarihli genel kurulda, .
gündemin 3. maddesinde alınan 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait bilanço ve gelir tablolarının onaylanması kararı ile gündemin 4. maddesinde alınan yönetim ve denetim kurulunun ibra kararlarının ve gündemin 5. maddesinde alınan ibra almamış yönetim kurulu üyelerin tekrar seçilmesinin TTK 445. maddesi anlamında dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, gündemin 6. maddesinde alınan kararın ise 6102 sayılı TTK ile organ niteliğinde bir denetçi seçilemeyeceğinden iptali gerektiği gerekçesiyle 06/12/2012 tarihli genel kurul kararlarından gündemin 3. 4. 5. ve 6. maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, açıklanan nedenlerle genel kurul kararlarından gündemin 3. 4. 5. ve 6. maddesinde alınan kararların iptaline karar verilmiştir. Ancak, 6102 sayılı TTK denetçiyi organ olmaktan çıkarmış olsa dahi, TTK’nın 399. maddesi gereğince denetçi, şirket genel kurulunca seçilecek ve yönetim kurulu gecikmeksizin seçilen denetçiyi ticaret siciline tescil ettirecektir. Bu durumda, mahkemece, TTK’nın 399. ve 400. maddeleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, denetçinin organ olmaması nedeniyle genel kurulda seçilemeyeceği gerekçesiyle denetçinin seçimine ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.