14. Hukuk Dairesi 2014/16264 E. , 2016/5659 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, asıl ve birleştirilen davada, davalı-karşı davacılar aleyhine 26.08.2005 gününde verilen dilekçe ile suya vaki elatmanın önlenmesi ve tazminat, davalı-karşı davacılar vekili tarafından, davacı-karşı davalı aleyhine 11.11.2005 gününde verilen dilekçe ile suya vaki elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davada suya elatmanın önlenmesi taleplerinin kabulüne, tazminat taleplerinin reddine, karşı davanın reddine dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar (karşı davalılar) vekili dilekçesinde, müvekkilleri olan davacıların 631 nolu parselde bulunan su kaynağından gelen su ile taşınmazlarını suladıklarını, sonradan davalılardan...’in 631 nolu parseli satın aldığını, satın aldıktan sonra da su kuyusu ve kanallar açtığını, davalının bu eylemi nedeni ile davacılara giden suyun ve ağaçlarının kuruduğunu beyan ederek suya müdahalenin önlenmesi ve ağaçların kuruması nedeni ile uğranılan 500 TL zararın tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar (karşı davacılar) ise açtıkları karşı dava ile, 631 nolu parselin taraflar arasında ortak olup, izalei şuyu neticesinde davacılar (karşı davacılar) tarafından üzerindeki su ile birlikte satın aldıklarını, davacıların bu taşınmaz ile ilgileri kalmadığı halde, sularının azaldığı gerekçesi ile su kaynağını ve su dağarını ıslah ederek müdahalede bulunduklarını beyan ederek suya yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşılık davanın ise reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 31.10.2011 tarihli 2011/13462 Esas, 2011/16881 Karar sayılı ilamı ile dava konusu su kaynağının davalı-karşı davacıların satın aldığı 631 nolu parselden çıktığının anlaşıldığı, bilirkişi raporunda dava konusu suyun niteliği konusunda bir açıklık bulunmadığı, dava konusu suyun niteliği bilirkişiler aracılığı ile açık bir şekilde belirlenip, özel su olduğunun saptanması durumunda, davacıların bu sudan yararlanma haklarının bulunmadığı kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi, suyun genel su olduğunun saptanması durumunda ise kadim ve öncelik hakkı gözetilerek, herkesin faydalı ihtiyaçları oranında yararlanabileceği bir su rejimi kurulması gerektiği hususu belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, A, B ve C kaynaklarının birbirine yakın olduğu, toprak altı su havzalarının birbirlerinden etkilendiği, A kaynağının asıl davanın davalıları-karşı davacıların maliki olduğu 631 parsel sayılı taşınmazdan kaynadığı, B ve C kaynaklarının da dere içinde kadim kaynaklar olduğu, A kaynağında yapılan drenaj çalışmalarının ve suyun verimini artırmaya yönelik her türlü müdahalenin B ve C kaynaklarının debisinin ve veriminin düşmesine neden olduğu, A, B ve C kaynaklarının
doğal hali ile ve doğal debisi ile bırakıldığı zaman tarafların ihtiyacını karaşılayacak durumda olduğu, davacı ... için B harfi ile gösterilen kaynağın, davacı ... için C harfi ile gösterilen kaynağın özgülendiği, bu iki kaynağın A kaynağına müdahale edilmek suretiyle suları azaltılmadığı takdirde davacıların ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olduğu, birleştirilen 2005/1201 Esas sayılı davasının da asıl davacı-birleştirilen davalıların A kaynağına yönelik müdahalelerinin olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile, ... ilçesi .... Köyü, .... Mevkiin"de bulunan 631 parsel sayılı taşınmazdaki A harfi ile gösterilen suya davalıların vaki el atmasının önlenmesine, birleşen 2005/1201 Esas sayılı davanın reddine, davacı-karşı davalıların ispatlanamayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalılar vekili kurulan su rejimi yönünden temyiz etmiştir.
Somut olaya gelince;
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahallinde uygulamalı keşif yapılarak drenaj yapılmak suretiyle oluşan elatmanın giderilmesinden sonra A kaynağından B ve C kaynaklarına su gelip gelmediği saptanıp uygulama neticesinde suyun eskisi gibi B ve C kaynaklarına geldiği tespit edildiğinde şimdiki gibi su rejimi kurulmak suretiyle aksi takdirde A kaynağından su rejimi kurulmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken soyut belirlemelere göre karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
10.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.