Esas No: 2021/15887
Karar No: 2022/8259
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/15887 Esas 2022/8259 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/15887 E. , 2022/8259 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan verilmiş bulunan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz istemi bulunmadığı ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, anılan suç kapsam dışı bırakılarak yapılan incelemede:
1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde:
Hükmolunan cezanın miktarı ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelemesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız bozulmasını istediği temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir." ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil elde edilemediğine, cezanın çok ağır olup eksik araştırma ile hüküm verildiğine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ve 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümde ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, sanık ... ve müdafiinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik nitelikli yağma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelemesine gelince:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız bozulmasını istediği temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir." ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemlerinin; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil elde edilemediğine, cezanın çok ağır olup eksik araştırma ile hüküm verildiğine, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin; sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...'nin gasp ettikleri mağdur ...’ye ait Samsung E 250 marka cep telefonunun bilinen ikinci el değerinin 50-60 TL civarında olduğu yine mağdurdan alınan 20 TL'nin değerinin de az olduğu, her ne kadar yerel mahkemece gerekçeye yazılmamışsa da muhtemelen sanıkların mağdurun üzerini arayıp üzerindeki tüm parasını almaları nedeniyle değer azlığı indiriminin uygulanmadığı fakat TCK 150/2. maddesinde sadece yağmaya konu malın değerinin azlığından bahsedildiği ve takdirin hakime bırakıldığı, çoğun içinden azını yada ihtiyacı kadarını alma gibi kriterlerin kanunda öngörülmediği, sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında değer azlığı nedeniyle TCK 150/2. maddesi uygulanarak verilen cezalarından indirim yapılması gerektiğine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Olay günü mağdurlar ... ve ...’nin mağdur ...'e ait motorsikleti itekleyerek götürmeye çalıştıkları sırada sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...’nin mağdurların önünü keserek durdurdukları, sanık ...’ın mağdur ...’e ait motorsikletin koltuğuna oturduğu, suça sürüklenen çocuk ...’nin de mağdur ...'nin ceplerini eliyle karıştırdığı ve cebinden çıkan 20,00 TL para ile Samsung E 250 marka cep telefonunu aldığı, bu sırada sanık ...’ın mağdur ...'in ceplerini yoklamak istemesi üzerine ...'in direnmesiyle sanık ...’ın cebinden bıçak çıkararak mağdurlara göstermesi üzerine mağdurların olay yerinden kaçtığı olayda; sanığın mağdur ...'a yönelik eylemi hakkında TCK’nın 149/1-a-c, 62/1. maddeleri kapsamında mahkûmiyet hükmü verilmiştir. Herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin değer azlığı indirimi de uygulanmamıştır.
TCK'nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Y.C.G.K.'nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nın 145. (veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK'nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bunun gibi kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmaması hukuka, vicdana ve adalete de uygun olacaktır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, mağdur ...'ye ait 20,00 TL para ile Samsung E 250 marka cep telefonunu bıçak zoruyla aldığı anlaşılmakla, suç tarihi olan 18.01.2013 tarihi itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığa verilen cezada değer azlığı indirimi yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
Suça konu Samsung E 250 marka cep telefonunun suç tarihi olan 18.01.2013 tarihi itibariyle değeri tespit edilerek, mağdur ...'ye ait 20,00 TL para ile birlikte toplam değeri üzerinden, sonucuna göre sanık hakkında değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafii ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 325. maddesi uyarınca bozmanın 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca hakkında verilmiş bulunan Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararı kesin olan diğer suça sürüklenen çocuk ...’ya sirayetine, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.