18. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/15937 Karar No: 2014/1785 Karar Tarihi: 10.02.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/15937 Esas 2014/1785 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, davacının annesi N.E.'in kısıtlanması ve davacının vasi atanması isteğini reddetmiş, ancak bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. ve 406. maddeleri incelenerek her erginin savurganlığı, malvarlığını kötü yönetmesi veya başkalarının güvenliğini tehdit etmesi durumunda kısıtlanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartları ve ilk itirazlar başlıklı 114/1-ı maddesi de davanın derdest olmamasının bir şart olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, davacının annesi hakkında daha önce açılan farklı bir kısıtlama davası ile bu davada işlenen suçların farklı olduğu, dolayısıyla derdest bir davanın bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, mahkemenin davanın reddi şeklindeki kararı bozulmuştur.
18. Hukuk Dairesi 2013/15937 E. , 2014/1785 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/06/2013 NUMARASI : 2013/488-2013/1240
Dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının annesi N.. E.."in hasta ve yaşlı olduğu, mallarını kötü yönettiği ve savurganlığının bulunduğu belirtilerek kısıtlanmasını ve davacının vasi atanmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 406. maddesinde ise; savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dava şartları ve ilk itirazlar başlıklı 114/1-ı maddesinde, davanın derdest olmaması dava şartlarından sayılmıştır. Derdestlik, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re"sen veya talep üzerine dikkate alınır ve ikinci dava dava şartları yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının annesi N.. E.."in hasta ve yaşlı olması, mallarını kötü yönetmesi ve savurganlığı sebebine dayalı olarak kısıtlanmasının istendiği, mahkemece daha önce Nurten hakkında kısıtlama talebine ilişkin derdest dava bulunduğu, dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, N.. E.. hakkında H. M.. tarafından Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanması için Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesine 06.03.2012 tarihinde dava açıldığı, mahkemece 16.01.2013 günü 2012/579 Esas 2013/23 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, bu davada ise davacının M.. Y.., davanın ise Türk Medeni Kanununun 406. maddesi uyarınca kısıtlama istemine ilişkin olduğu, her iki dava yönünden davacıların ve dava sebeplerinin farklı olduğu, bu durumda mahkemenin kabulünün aksine derdestlik şartlarının gerçekleşmediği, dolayısıyla derdest bir davanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alınarak Türk Medeni Kanununun 406. maddesi gereğince mal varlığını kötü yönetme, savurganlık iddiası yönünden tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenler göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen Geçici 3. maddesindeki atıf nedeniyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.